1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1273
Okunma

KIZLAR MANASTIRI
bir şehir ki
kızlar manastırının taş duvarları gibi karanlık
dün gece uğradım o şehre
yalnızlığın gizemi çekmiş olmalı
vakitsiz gelen ayrılıklara inat
kurban vererek her şeyi
yağmur çamur demeden ya kısmet diyerek yürüdüm
ıhlamur kokulu uzun çarşıdan ilerleyip
Ortahisar’dan eksik sokağı adımlayarak
çıkıyorum yokuş yukarı
az ileride gözaçan camii
nihayet Boztepe’de
kızlar manastırındayım
bir zikir duyuyorum
kemikleri sızlatan
Tanrılara kurban edilmiş kızlar
tiz sesleriyle ağıtlar yakarak
esrarlı gözlerde ışıldayan kandillerle
aydınlatmaya çalışıyor koca bir şehri
şehrin diğer yakası Sümela’da
Meryem’in saklandığını duymuş olmalılar
kim getirdiyse gaipten bu haberi
belirsiz
kendi içlerine mahkum edilmiş kaderleri
manastırın taş duvarları
şehrin lacivert karanlığı gibi kara mı kara
gözüm takıldı birden
duvarda taşa çizdiğimiz o kalp
zamana başkaldırırcasına
hala belirgin
hala kutsal
zikirde dönen kızlar
her dönüşte yüz sürüyor ve zikre devam ediyordu
sonra bir çığlık duydum İsa’nın dilinden
o an Musa’nın asası düştü elinden
Muhammed
ey ümmetim diye haykırdı
“örtmeyin kadınların üstünü
gömmeyin karanlıklara
o cennet ki aydınlık
kurtarın karanlıkta kalan şehirleri
ve cennet bildiğiniz kadınları”
Efkan ÖTGÜN
5.0
100% (2)