Bir daha gelir mi
Uçuk sarı bir gün
Kışın sessiz ülkesine
Henüz cemreler bile düşmeden
Öylesine diri ve narin
Saçlarında güneş kokusuyla ışıldayan
Bir daha
Hicri ayların on ikisiyle
Bir düş örer misin şiirden
Rüzgarın bahar tohumlarıyla getirdiği
Harcı Semerkant’ tan bir duvarcı ustası
Yıldızlara sorar mısın olacakları
-Unutulmuş ozanlara-
Yurt bulmuş taş baskısında bir Yusuf kıssasını
Tarçın ve karanfil bulutlarından
Çünkü küllerinden tanırsın Anka kuşunu
Bir daha gelir mi
Şiirin tenine dokunan bir gün
İskederiye’ nin yanmış kitaplıklarından
Bir daha
İki ırmak kavuşur mu Şat tül Arap’ ta
Sessiz harfleri olmayan bir dil
Denizleri okşar mı
-Sabah rüzgarı-
Bir daha
Senin limanlarına
Şiirden bir yol
Yaşamın gizlerinin yazıldığı bir gül yaprağı


Yirmiüçtemmuzikibinonüç&İstanbul

Nazan Yinanç