0
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
905
Okunma
Karanlığına alışmışım uzun gecenin
Uzun gecenin, uzun saplı bıçaklarıyla bölünen baldıran zamanları
Doğruyu ve güzelliği;
Ellerimle bulduğum yoldan saparken yitirdim
Ağuyla kuşatılan belleğimi yoklar can
Canı; mistik bozkırların figanlarıyla anımsar yitişler
Olguların koyaklarında uyurdu masumiyetin geçmişi
Birbirine uzak raylar çizdi gidişlere kaptırılan maziyle
Erdemsiz ve yoldan çıkmış
Kaza anları toplamıyım
Olguların vadisinde derinden akan uykuyum
Kader bir coğrafyadır
Belki tufan öncesi yaşatılan ismi konuldu ansızın
Yöresinden çıktım çarpıtılmış gerçeğin
Ki;
Gittikçe ufalıyor hayalim
Daraldım ve nefesimi esir ettim
Dur diyebilmenin; Görülmez med-cezirleri güven veren bana
Beyhude çalınmış şarkıların ziynetiyle sokuldum kadere
Bilmemem suç mu kadrini inkar ederek?
Beni ırmaklar yıkasın
Sonsuza yaklaştığım yerlerde sürükleyerek
Öyle alıştım ki mat talihe
Ebced düşülmüş tahminler yürüttü ismim
Duyuyordum ve ankebut çökerdi
Eski bir köy masalından çıkıp korkutarak sesimi
Mum ışığında titrerdi ilk cümleler
Toprağa düşen tel
Soğuyan akşam vakitleri
Ben duydukça sıtmalanırdı sesim
Ve sesimle duyulan cümleler
Bu alem evrenden gebe kaldı belirsiz anlarda
Tekrarlar, tekrarları son kez düşünsün diyerek
Yitti yol
Varacağı yeri bilerek kaybetti
Kanına girildi perdeleri aralamanın sabahında
Tuhaf şey;
İstenilen artık tekrar etmeyecek
5.0
100% (6)