0
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1093
Okunma
yaşadığı şehre sürgündür her insan
kelepçelidir eli kolu
dibinde beklediği akasya dallarına
orada sevmiştir orada ayrılmış
diğer dünyaların altında kalmıştır bazen
soğuk sinema salonlarında
başka şehirlerdeki sevdaların
nasıl varır ki farkına
gitmesine gider de oralardan
gece olmadan ışığı sönen beldelere
üfleyen olmaz karanlıkları
bir türlü gelmez sabah
ilan edilir kanıksanmış yalnızlıklara payitaht
çektiği acılara taliptir insan
gün gelir; ağlarsa ağladıklarına
beyaz bayraklar diker ulaklar
o şehrin burçlarına
ve tadı kaçar acıların
yakaladığın zaman yandın demek
bitmiştir artık varmaların
hoş geldin ferman-ı sürgün
artık anlamı var mı o şehr-i kadimde yaşamanın
yanmalarına taliptir insan
bir acemi körükçüye düştük
ne köz olduk ne köseği
en kurusundan ver odunların süphan
kömür saçlarla geldik bu şehre
yüzümüz mü var pamuk tarlalarıyla gitmeye
ankara
kasım
5.0
100% (8)