2
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
2071
Okunma

Şaban Aktaş
1 saat ·
DÖRT YAPRAKLI GONCA GÜLÜM
Bugün dilime düşen doğaçlama, değişik ve bana ait bir ’’fert türküsü’’ olup, ikinci beyiti 1997 de yazmıştım..
Demekki vakti varmış. Bestesini de videoya kaydedip yayınlayacağım.
Hani benim bir zamanlar, sevdiğim bir güzel vardı
Ak elleri yumuk yumuk, yüzü beyaz güldü kardı
Bakışları üzüm üzüm, gözleri gönül yakardı
Uçup gitti bir yaz günü, ben ardından bakakaldım
Hani benim gonca gülüm, yüreğimde kanca gülüm
Arasında onca gülün dört yapraklı yonca gülüm
Çukurova yaz sıcağı, ekin ekip biçmek gibi
Harman edip elemeden, ateş atıp yakmak gibi
Hasret acı soğan ekmek, gözünden yaş dökmek gibi
Gül tomurcuk düştü yele , ben savruldum ıssız çöle
Bir gün döner gelir m’ola, baktım durdum yokuş yola
El gözlü sevdiceğim dönmezsen uğurlar ola
Bir kuş gibi uçup gitti, göğe kanat açıp gitti
Ben de uçtum yâr ardından, göğe delik açıp gitti...
Şaban AKTAŞ
10.01.2019 - 19.05
Fotoğraf. Şaban AKTAŞ
Kendi diktiğim gülün gülleridir..
MİKRO & MAKRO
Milimin onda biri
Diken batsa eline
Tepki veriyor beden,
Bünyenin işleyişine
Çünkü ters!
Evren de işte böyle
Sen mikro, o makro
Baştan sonra canlı
Bütünüyle evren;
Kısacık bir ders!
Oynamayın beyler
Genler ile
Doğal seleksiyon;
Kainatın aklı var
Yok etmeye hakkı var!
Bir şey var ters giden
Günde üç öğün mü
Yerdi insan eskiden;
Nasıl bu hale geldi
Niçin neden?!
Unutma ki insan
Doğanın türevi
Doğaya saygı
Doğana saygı
Herkesin görevi!
Şaban AKTAŞ
10.01.2019
ÇERÇİ
çerçiler vardı eskiden
taş’yabileceği kadar yükü
yüklenip sırtına
köy köy gezerlerdi
sokak aralarında..
’çerçi geldi, çerçiii!’
diye seslenirlerdi
.
neler satardı onlar?!
çakı çakmak, çakmaktaşı
cep aynası, tarak,
tütün tabakası
toka, zincir,
köstekli saat
tırnak makası,
iğne iplik, çıtilik
inci - boncuk
kol düğmesi,
çeşit çeşit makara
aspirin, gripin, kinin;
derde derman
yükte hafif ne varsa
her türlü gereksinim
kim ne ararsa
bulunurdu sırt çantalarında
köy odasında konuk
yatıp kalkarlardı;
yoklar artık
onları göremez olduk,
ne’rden geldi şimdi bunlar
gecenin bu saatinde aklına?!
derseniz anlatayım
şu bizim eşekarısı Memed
epeydir görüşmedik
merak etmiş beni,
’alo!’ dedim, söyleştik biraz
lâf lâfı açtı,
öyle bir yere geldi ki
"çerçi" deyiverdi dilim birden...
"çerçi" sözünü duyan Memed
-hah hah
tam üstüne bastın şimdi bak
sen turizmin çerçisi ol!
dedi bana...
lâfı uzatmayayım,
özetle dedim ki ona
"Memed, ben eskiden
turizmin çerçisiydim
şimdi devir değişti
hâlâ turizmin içindeyim
fakat turizmin elçisiyim
rehberim yani" desem de
anlatamadım bir türlü..
hay dilini senin
eşek arısı sokasıca Memed,
hayli uzun zaman geçti
görmeyeli seni çok
yaptığım işlerden
haberin olmadığı gibi
eski çerçiler de yok!
epeyce hararetli konuştuk
özlemiştim onu
’iyi geceler,
görüşelim dostum ’ deyip
kapattık telefonu...
Şaban Aktaş & Mehmet Bari
09.01.2019- 03.03
KALEMKAŞIK
unutur gider kahvaltıyı
işi başından aşkındır şairin
öğleyin yemek de yemez
ikindin ezanıyla belki
kalemk/aşık bitti ise şiirler
midesindeki boşluk
hissettirir kendini
geçer sofra başına
yer bir şeyler belki
yoksa açlık susuzluk
umrunda bile değil,
yemeği ve şiiri
iki ayrı sofra
düş ile beslenir şair
günlük iki öğün düş(?)
bir öğün yemek;
sabah öğleye kaydı
öğle ise ikindiye
akşam da geceye demek,
gece ne uyku ne tünek,
kayan yıldızları yer içer
aya bakar, güneşten geçer
göz sularından içer doyasıya..
Şaban AKTAŞ
09.01.2019 - 01.33
BEN ARTIK İYİ DEĞİLİM
Hasta ve yorgun
Sadece bedenim değil,
Reflekslerim de zayıf
Sanki iyice eli sakar biri oldum,
Çay koyarken bile bardağa
Mutlaka bir terslik
Sakatlık çıkar oldu elimden
Ya şeker kutusu devriliyor
dökülüp saçılıyor yere
Ya çayı tabağına akıtıyorum
Hiç farkında olmadan,
Ancak şangırtıdan sonra
Toparlıyorum kendimi,
Bir değil, iki değil
Geldi başıma kaç kere!...
Beni bu hale getirenlerin
Gözü kör olsun diyeceğim ama
Varsan baksan
Kabahatin yarısı da bendedir
Yemiyor içmiyorsam
Dikkat etmiyorsam sağlığıma
Bunda elin suçu ne
Suç işte; kendi elimde(?)
Dağılanı, kırılanı topla yerden,
Döküleni sil;
Bahane edip suçlu arama
Suçu kendinde bil!
Kim diyor sana
Sabahtan akşama kadar şiir yaz
Yorulsun iyice zihin;
Kafa Leyla, kafa Mecnun
Patlat beynini
Sinir sistemi çöksün
aşk ile memleket için(?)
Gece gündüz uyuma;
Olacağı işte budur,
Sen dökmeyeceksin de çayı şekeri
Başkası mı döksün(?!)
Haydi bakalım
Al eline süpürgeyi şimdi
Döktüğün gibi temizle yeri
Topla tarçınları gerisin geri...
Şaban AKTAŞ
08.01.2019 - 21.40
KIYAMET TELLALI
Çatısı çatırdıyor çatır çatır
Kendi üstüne çökecek emperyalizm
Aşırı üretim, aşırı para hırsı
Nereye kadar
Her şeyi tüketen, kendini de tüketir
Düşünmek zorundasın
Ey insanoğlu
Kirli savaşları bırak
Can yakma petrol için
Çalışacak diye otomobil fabrikan
Akmak zorunda mı petrol için kan?!
Yeryüzünün kaynakları
Tüm insanlar için,
Ey vahşi kapitalist
Ne ki benden farkın;
Ayrı olsa da lisanım
Sen de insansın
Ben de insanım!
Barışçıl bir dünya isterim
Kapatılsın nükleer santraller
Patlatılmasın atom bombaları
Yok edilsin güdümlü füzeler;
Yoksa ne ismin kalacak ne cismin
Yok olup gideceksin
Tükenecek tümüyle nes’li insanlığın!
Eğriye eğri, doğruya doğru
Bu gidişle uzak değil yeni bir tufan
Hızla yaklaşıyorsun kıyamete doğru;
Aklın ile geldin güne kadar
Aptallığın ne âlemi mi var?!
Şaban AKTAŞ
10.01.2019 -15.00
Işık çekilince karanlık basar; karanlık ölüm demektir, ışığı daim kıl!
Şaban AKTAŞ
10.01.2019 - 11.39
İyilik güzellik ve erdem, çalışmak ile elde edilen büyük bir erktir ve her türlü cehaleti ışığın karanlığı yuttuğu gibi yutar..
Şaban AKTAŞ
10.01.2019 - 11.33
DİL VE DİN
ibadetim kendi dilimde olsun
Özüme döneyim bilim de olsun
Modern teknoloji çağdaş uygarlık
Ata’mın sözleri dilimde olsun
Atatürk devrinde zorlu savaşlar
Azmı dert açtı ingiliz Araplar
Yemen türküleri Trablusgarplar
Arabın diline icabet m’our?!
Sağ kolum Arap olsaydı keserdim
Dese Atatürk o an susardım
Arap sofrasında inan kusardım
Elle yemek yerken kir adet mi olur?!
Neyine hayransın sen bu Arabın
Yoksa başına bela mı aradın
İyilik yaptın da kime yaradın
Kendi milletine ihanet m’olur?!
Kırk çocuk, on avrat hepsi bir evde
Kırk kişi çekiyor koca bir deve
Kadını taşlayıp öldürenl/ere
Şeriatla recim ayet mi olur?!
Rejimi şeriat ile krallık
Bilimsiz gidilen yollar karanlık
Şeyhin padişahın işi tiranlık
Bu devirde hazret hayret mi olur?!
Sabah ezanıyla aldım kalemi
Yazdım millet için başa geleni
Seyrettim dünyayı cümle âlemi
Anlamadan dinle kifayet m’olur?!
Aktaş’ım sen daha neyini gördün
Sapık gibi başa çorap mı ördün
Çocuk yaşta gelin diye mi sordun
Böyle cennet böyle ibadet m’olur?!
Şaban AKTAŞ
10.01.2019
Fotoğraf:Şaban AKTAŞ
Elim ile diktiğim gülün gülüdür.
SABIR TÜRKÜSÜ
Elde Kuran, dilde din, iman bayrak
Tarihe nam saldın arsızlığınla
Cehennem senindir cenneti bırak
Salmazlar kapıdan hırsızlığınla!
Diyorlar ki Sırat kıldan incedir
Nasıl geçeceksin halin nicedir
Mahşerin sorusu ince incedir
Baktın mı aynaya nursuzluğunla?!
Haydi kabul ettik taptığın yalan
Fakat bir gerçek var yaptığın talan
Çalar mı gerçekten müslüman olan
Çık işin içinden yolsuzluğunla?!
Az zamanda nasıl bu kadar gelir
Ateş yoksa s/is dumanı mı yükselir
Dinsizin hakkından imansız gelir
Seni de gömerler sessizliğinle!..
Adalet önünde el pençe divan
Sorgu sual yok mu ahlâksız adam,
İlahi adalet ilahi nizam
Hesap vereceksin densizliğinle!
Ah çekenin ahı yerde mi kalır
Niye bunca soygun zulm ile kahır;
Sabır yaradanım ya Allah sabır
Aktaş del’olma sabırsızlığınla!
Şaban AKTAŞ
09.01.2019
Şaban Aktaş
Dün, 17:23 ·
Hak dediğim yer ile göğün yüzü
İçinde gecesi ile gündüzü
Zaman mekan ile bir sonsuzluktur
Her şeyin aslı bir ateştir özü
Ey gönül gıdanı nerden alırsın
Gördüğün fidanı gül mü sanırsın
Ay güneş olmasa neyi bulursun
Dünyanın aslı bir ateştir özü
Şaban AKTAŞ
09.01.2018 - 17.23
(BİTMEDİ)
ŞÖHRETİN MERDİVEN BASAMAKLARI
ADIMLAYIP KOŞARAK,
TUT ELİMDEN DEYİP
BAŞKASINA EL AÇARAK
YA DA UÇARAK DEĞİL
KALEM, KAĞIT, KİTAP,
GEREKTİĞİNDE
AÇ SUSUZ ÇALIŞARAK
İŞ BAŞINDAN ADIM ATMADAN ÇIKILIR
Şaban AKTAŞ
09.01.2019 - 16.27
YÜKSELEN BURCU
yaptığım işlere bakarak
meğer ne çok büyütmüş
çevremdekiler gözünde beni
oysa ben kendi gözümde
hiç büyümeyen bir çocuğum
kâlbim, çocuk kal bi!
gerçekte ise
feleğin çemberinden geçmişim
geçmişte
ölüp dirilmişim bir kez
ve bu ikinci hayat, iş için değil
düş için bağışlanmış bana
onun için geceli gündüzlü
hummalıdır çalışmam
çok şeyler söylense de hakkımda
çoğuna kulak asmam
on beş yıldır uzağım kalabalıktan
yeniden içlerine karışmam
seni en iyi bilen sensin
yalnızlığın ile yükselensin
Şaban Aktaş
09.01.2019 - 04.07
KİM UTANACAK?!
Sevmeyecekler seni elbet
kıskanacaklar hem de çok
dert etme hiçbirini
giderek seviyesizleşti
iyice memleket
Açık sözlü, içi dışında
bilgili, cesur, mert
güzel insan ender
rastlar isen iyiye güzele
bir de bana gönder
Cahil, alçak, korkak
ziyadesi ile namert;
dışı güzel, içi leş,
çıkarcı, bencil çok var
it, satılmış kalleş
Suskun, içten pazarlıklı
görgüsüz, bilgiç
şeytanın önde gideni
yağcı şakşakçı, gözü sulu
say istemediğin kadar
ipe sapa gelmez
aynası çukur
haddini bilmez
kazma gibi adam çok
adam gibi adam yok!
Boşver onları sen,
yürü doğru bildiğin yoldan
kıskanan kıskansın
yaptığın belli /sen değil
onlar/ yapamağından utansın!
Sen yüreğinde aşk
damar damar çiçek
dal dal
yediveren gül gibisin
olduğun gibi kal!
Şaban AKTAŞ
08.01.2019- 11.35