0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
921
Okunma
Çocuk bir harf yazdı tahtaya;
zarif, kıvrak, her kenarı bir masaldı harfin.
Gün geçti.
Çocuk bir harf yazdı tahtaya;
Naif, savruk, her kenarı gözyaşlarıyla dolu bir harf.
Ve; zarif, kıvrak, her kenarı bir destan olan harf...
Ve; naif, savruk, her kenarı bir ağıt olan harf...
boğuştular kuyruklarıyla.
Bu iki harf; paylaşmadılar tahtayı
Oysa harflerin kaderiydi tahtalarda solmak...
Ve; zarif, kıvrak, her kenarını zulüm kaplamış harf,
Diğerinden eskiydi bu diyarda,
“Hakkıydı” tek başına, tek sesli harf olmak.
Ve; naif, savruk, her kenarını intikam
kaplamış harf,
Nasıl yenik düşebilirdi?
Gerektiğinde hangi ses
yerine kulaklarda yankılanacaktı.
Çocuk nokta işaretledi yanlarına,
Geniş çapı, koca bir nokta.
Ve; zarif, kıvrak, tahtayı sahiplenen harf
Kuyruğuna çizgiler ekledi bu noktadan.
Büyüdü, cümle oldu, kitap oldu.
Ve; naif, savruk, tahtada yuvarlanan harf
Tahtada kalmak için intikamından vazgeçti.
Naif ve savruk harf bir önsöz oldu diğerinin kitabında.
Ve; pek de çizgileri kalmayan harf
Böyle yaşam bulan kitabın,
Kara zaferinin; masalına, destanına, hikayesine önsöz oldu...
Çocuk şaşırdı;
Ne zariflik, ne naiflik kalmıştı çizdiği harflerden geriye.
Pişman oldu onları bir tahtaya çizdi diye... #mş 08/01/19
5.0
100% (5)