0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
3134
Okunma

Dün, 11:44 ·
BİR BUĞDAY BAŞAĞI
hani hareli bakışlarında
ibrişim şal
ipeksi yansıması güneşin
gün doğarken sulara,
ve yanağında
en tatlı pembesini taşırdın
tomurcuk yaban güllerinin
eflâtun mor kırmızı
gelincikler çıkar yoluna
sessizce bir gülümseyiş
göz kırpar selamlaşırdın
güzelliğiyle anemonların;
anımsa o eski günlerini..
gençtin
dağlardan geçtin
dağlarından da geçtin
bitmedi daha baharın
yürü aynı sevdayla
turkuvaz mavi koylarda
dalgalı saçlarını sürüyüp
nehir boylarında firuze yeşil
pul pul yansıması
gün ışığında
suda yüzen balıkların
sen de geçeceksin sudan
yosun tutmuş
taşlara basa basa
gözlerin yeşile takılacak
bir hasret
düğümlenecek boynunda
ne düğüm ne düğme
ne de düğün
çözen olmayacak gizemini
çözülecek kendiliğinden
süzülecek ılık ılık
kar toplayan sıcaklığı güneşin
dolukan gözlerinde...
yaşlı bir çınar görürsün belki
tam kıyısında bir dere,
ömrün sonbaharına gelmiş
sararan yaprakları
tek tek savrulup düşerken yere
bir maziye
bir atiye döneceksin
hüzünle gelip geçen günlere
akıp giderken sular
kıvrımlarında mendereslerin
bilemediğin yerlere
bir düzlüğe çıkacak yolun
önünde bir buğday tarlası
bitmedi henüz ömrün baharı
nasıl da çoğalttın
kendini bu kadar
tane tane yeşillenip sokarı
bekle, yaz gelecek
her taneden sen geçeceksin
elenip un olacaksın
kendini doyuracaksın
ardından güz yağmurları
güneş açacak sonra
gökyüzünde ebemkuşağı
yeryüzünde
bir buğday başağı...
Şaban AKTAŞ
24.12.2018 - 11.44
YAĞIR
Sen boyundan büyük işe mi kalktın
Taşıyamazsın bu yük ağır sana
El vermeyip el diline mi baktın
Bana da gel deyip bir çağırsana!
Asmanın dalları bir bir budandı
Kestim ümidimi gözüm sulandı
Gönül bülbül gül dalına dadandı
Kırdıysam dalını bir bağırsana!
Ey gönül bu ne hal yine mi şaştın
Gezdin şu alemi döndün dolaştın
Derdin bir iken sen bine b/ulaştın
Yetmez mi sırtında bir yağır sana?!
A(k)taş’ı bilir mi aşkı bilmeyen
Gözünden bir damla yaşı silmeyen
Gönül dergahına çıkıp gelmeyen
Ne bilir yolunu kör sağır sana?!
Yol nedir ne bilir kör sağır sana?!
Şaban AKTAŞ
24.12.2018 - 18.00
HA BUGÜN HA YARIN
Ha bugün ha yarın bitecek hayat
Yaşadığın kâr kalmaz mı yanına
Sarıl sevdiceğim gel koynumda yat
Kar eriyip kor kalmaz mı yarına?!
Dağlar başı duman olur
Kor ayrılık yaman olur
Çekilmez bir zaman olur
Zor olmaz mı yarına?!
Yüklemeden felek dert küfesini
Elde günün varken sür sefasını
Gün olur çekersin her cefasını
Vefasızdan kor kalmaz mı yarına?!
Dağlar başı duman olur
Kor ayrılık yaman olur
Çekilmez bir zaman olur
Zor olmaz mı yarına?!
El ayak tutarken adımını at
Tadın tuzun varken tadımını tat
Sanmaki hep böyle kalır bu hayat
Gören gözün kör kalmaz mı yarına?!
Şaban AKTAŞ
21.12.2018
Şaban Aktaş
2 saat ·
MONOLOG
Saat yediye on var
Yaktım altını düdüklünün
On dakikada kaynar
Etini pişirdim zaten önce
Sebze 18 dakikada pişer
Yap bakalım bir ayar...
Dalıverir insan unutur;
Dalmaz mı dalar
Tencere habire kaynar
Kur bakalım alârmı,
Ondokuz Onsekiz
Akıllı telefon
Tam vaktinde
Saniyesi saniyesine
Çalar mı çalar;
İşte bu iş bu kadar!
Kaç kez dalıp gittim
Ocakta sütü taşırdım,
Ekmek kızartırken tavada
Yandı gitti kömür gibi;
Şairde kafa mı var
Ak’lı ya suda ya havada...
Şaban AKTAŞ
25.12.2018 - 19.19
ANNEM
Her işi ince yapardı
Patatesi bile soyarken ben
’Kalın soyma, ince soy
Atma yabana,
Gıda olacak cana!’ derdi
Yemek hazırlarken bugün
Soyarken patatesleri
Yine aklıma geldi;
Canım annem
Dünyaya bedeldi!
Yemeğimizi yaptı
Sökümüzü dikti
Emzirdi çimdirdi
Temizledi kirimizi
Adam etti hepimizi!
Nasıl öğrettiysen bana
Öylece yapıyorum anne
Soydum patatesi patlıcanı
Anne sana tapıyorum
Senden aldım bu tatlı canı!
Şaban AKTAŞ
25.12.2018
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
FELAKET TELLÂLI
Dün Pazar ertesiydi
Bugün Salı
Yarın hava kapalı
Kaç gündür huzur yok
Birbirini yiyor millet
İcra iflas peşpeşe
Batan batana!
Yetmiyormuş gibi üstelik
Her yerde yağış
Kar boran tipi
Köy yolları kapalı
Doğu Güneydoğu
Ege Marmara
Ülke bütünüyle
Sallanıyor ikide bir!
Kırılan yalnız fay hatları mı
Çöktü ekonomi
Kırıldı beli
Gırtlağına kadar
Borç içinde millet
Karabatak gibi yüzüyor(!)
Sapık imamlar
Habire çocuk düzüyor!
Artık ben şair filan değilim
Tam bir felâket tellâlı
Başta soyguncular
Koltukları kaptı kapalı!
Olacak depremi
Önceden söylüyorum
Gidişat iyi değil
Günden güne
Daha çok sömürülüyor
Yağmalanıyor vatan
Bu cennet yurdumuz!
Aklını başına topla millet
Perşembenin geleceği
Çarşambadan belli
Kör sağır dilsiz kesildiniz
ilim irfanla kurduğumuz
Şanlı Cumhuriyet
Nereden nereye geldi?!
’...İşte bu ahval ve
şerait içinde dahi...’diyen
Bir Atatürk vardı, dahi
Nereye gitti o sahi?!
Şaban AKTAŞ
25.12.2018 - 15.55
SÜZÜLÜŞ
İbrişim kuşak çözüldü
Çayır çimene yazıldı
Yâr gözünde ışıyan gün
Gökkuşağından süzüldü
Hani benim gonca gülüm
Çayır çimen yonca gülüm
Hasret yine düğüm düğüm
Geldi ümüğe dizildi
Yok mu derinden bakan göz
Yaktı köz bırakan o göz
Gel bu kördüğümü sen çöz
Yanağımdan yaş süzüldü
Gözümden demin süzüldü
Sarı çiğdem sonbaharda
Kaynadım piştim buharda
Gövel ördek bu sularda
Suna boylu yâr süzüldü
Bir gönül köprüsü oldun
Ömrümün törpüsü oldun
Suların tortusu oldun
Kireçten kaymak süzüldü
Şaban AKTAŞ
24.12.2018 - 14.14
DAVRANIŞ
Kurda kuşa karıncaya
Merhamet et iyi davran
Kıyamete varıncaya
Aşk iledir senin davan!
Sen isen cana can veren
Canlanır büsbütün beden
Can sen isen evren beden
Bedenine iyi davran!
Gözünün değerini bil
Hor görmek hiç iyi değil
Yalnız güzelliğe eğil
Göz göze aşk ile davan!
Kâlbine aşk doluncaya
Sararıp da soluncaya
Evrenle bir oluncaya
Aşk iledir senin davan!
Şaban AKTAŞ
23.12.2018
GAMZELİ GÜL
Tam gönlüme göre yâr
Eli ayağı, yüzü düzgün
Nazik kibar
Gözleri ölgün
Topukları dolgun,
Adı gibi güzel
Yanağında gamzesi
Güllerin en tazesi
Yüreğimde nâr...
Uyum sende uyak sende
Koyun kuzu koyak sende
Dağların kızı
Mor menekşesi
Çilek, ahlat, alıcı
Ben bir garip çoban
Çoban Yıldızı
Bakışların balaban mı
Bala ban, can alıcı! (?)
Şaban AKTAŞ
23.12.2018