2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
856
Okunma
GARİBAN
Kimsesiz geziyor kaldırımlarda.
Üstünde yok, başında yok.
Öylesine saf öylesine masundur ki
Suskunluğu mutluluğu
Yoksulluğu arkadaşıdır
Bu yüszden
Selamını alan yoktur!
Kimseye zararı olmaz;
İçini çeker durur,
Ne ölümü düşünür nede hayatı,
Ne gecesi vardır hayal kuracak,
Ne de eğlenceye ayıracak vakti,
Köprü altları ağaç kovukları evidir,
Toprak yatağı,
Taşlar yastığı,
Bulutlar yorganıdır,
Çünkü evi yoktur!
Ben garibanım,
Akıldan noksanım,
Kimsenin tavuğuna kış demem.
Kimsenin namusuna göz dikmem.
Yağmurlarla, fırtınalarla arkadaş olurum.
Kedilerle, köpeklerle konuşurum.
Derdimi;
Uçan kuşlarla salarım,
Gözlerim, ufukta doğan güneşi bekler sabahları…
Geceler yârim olur.
Girerim karanlığın karnına,
Yıldızlara tutunurum, düşmem!
Bütün bu çilelere rağmen
Yine de şikayetim yoktur.
Ben garibanım,
Kötülük nedir bilmem.
Toprak olurum, taş olurum,
Karıncayı bile ezemem.
Merhametim çok…
Hiç kimseye kızmam,
Çünkü nefretim yoktur!
Belki inanmayacaksınız ama
Ben ağlamak nedir bilmem.
Benim gülüşümün altında yatan,
Duyguyu bir bilseniz var ya:
O, duru bir pınardan akan suyun sessizliğidir.
O, ceviz kabuğunun yeşilidir.
O, yavrusuna kavuşan annenin göz yaşlarıdır.
Ve o
Öylesine bir sessiz çığlıktır ki
Tanrıdan başka duyanı yoktur!..
Yusuf Yılmaz
5.0
100% (3)