7
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
1599
Okunma
kabahat sende değil
fala kulak verende
gözlerimin kahvesinde aşk mı içiyorsun
şiir mi demliyorsun
ne yapıyorsun belli değil
belki de fincanın içinde deniz var senin için
balıkları mayalayıp
pullarını saya saya
dalıyorsun
kendi çizdiğin ufka
bazen kucağında bebek gibi hissediyorum kendimi
ne vakit zırlayacak olsam
dayıyorsun memeni
bazen de ellerce seviliyorum diye kıskanıp
sıkıca tutuyorsun
umursamadığın elleri
kendimi soyutlasam misal
dünyanın kalabalığından
ve tıkasam dört duvar ardı yalnızlığa
sanki kalbinden değil de omuzlarından kalkacak gibi
şu aşkın anlamsız yükü
seninle iki ayrı atomuz biz
ne vakit birleşecek olsak su mole külüne döneriz
lakin,
suyun da üç hali var
mesele o değil sevgilim
her hal" üç vakte kadar
diyeceğim demesine de,
takvimler taşıyamaz gün denilen yükü
yük ki omuzlarda taş
olsa keşke
olmadı bırakırsın
tıkandığın yerde..
şimdi her şey bir bilmece
gözlerinden aldım bir tane
kalbime geldim,kaç tane
her neyse,
kabahat bende değil
fincanı ters çeviren ellerinde