Çekerek’ten çıksam yola
Aralık da versem mola
Selam versem sağa sola
Köyümün dağlarını özledim

Baharını, kışını, yazını
Görürmüyüm bir gün güzünü
Dalından yesem üzümü
Köyümün bağlarını özledim

Dört mevsimin en güzeli ilkbahar
Çiçek açar, çiğdem açar, gül açar
Yağmur yağar serin olur sonbahar
Köyümün havasını özledim

Düğünlerde davul zurna çalınır
Halay çekip eğlenilir gülünür
Kız evinden nazlı gelin alınır
Ben ordaki düğünleri özledim

Yağmur yağar taşar dereleri
Hep gönlünce yaşar birileri
Dağlarında gezer sürüleri
Bersiyi, yazıyı, keşliği özledim

Uzun olur kavakların boyu
Yücekten içsem soğuk suyu
Öyle göresim geldi ki
Cimezi, mazgalı, domuyu

Sabah erkenden tandıra girsem
Yufka yapanları tek tek görsem
Bazlama üstüne tereyağ sürsem
Yufkayı, bazlamayı, katmeri özledim

Köyümün adı Hüyük
Özledim toprağını, taşını
Içimde hasreti büyük
Tutamuyorum gözlerimin yaşını

Nasip olur mu bir daha köyü görmek
Gördüğüm herkese selam vermek
Benimde ahirim toprağa girmek
Son dileğim ruhumu orda vermek.

H.AKTAN