1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
907
Okunma
DOĞANIN NEFESİ
Yağmur yağdı, güneş açtı,
Güllerim bekler beni!
Fasulyem yeni çıkmış topraktan;
Bir yaban keçisi kemirir köklerimi,
Belki, kırılmıştır belim,
Aşla beni!
Sen yokken,
Sarı benekli bir tavşan,
Arkadaş oldu bana,
Zalim bir avcı da takip eder,
Tavşanın ayak izlerini!
Toprak ana her şeyi,
Yerli yerine koymuş,
Sanki bir tablo yapmış,
Renk renk çiçekler,
Kurumuş dallar,
Sararmış yapraklar,
Ve yorgun bir köylünün
Gökyüzüne doğru kıvrım kıvrım
Yükselip kaybolan
Çigara dumanı!
Yeşil cevizlerin yanında,
Kıpkırmızı kirazlar.
Arı ile kelebek yan yana,
Bal tadarlar çiçekten kana kana.
Sarhoş eder,
Döndürür başlarını!
Toprağın her şeyi güzel.
Yılanlar, böcekler, bir birini yerken,
Ateş böcekleri yanar söner.
Irmak akarken,
Suyun sesine kulak verir,
Uçurur kuşlarını!
Şu asırlık ıhlamur ağacı,
Gölgesi bir yana,
İnsanı sarhoş eden rehası bir yana.
Serin serin esen bu rüzgar,
Kucaklar İki sevgiliyi,
Sever okşar saçlarını!
İnsana hayat verir,
Doğanın rengi, suyu, meyvesi, havası…
Gül kokulu, doğanın nefesi…
Şükretmezse Tanrıya
Çatar kaşlarını!
Yusuf Yılmaz
5.0
100% (1)