‘Açık artırma’ya iş kalmışsa Talipler birbirinin gözüne hedef almış, ‘sevgi’ değer olmaktan çıkıp Herkes ‘adın’ hatırına yaklaşmışsa...
Kapıldığı gönlün harem kapısı olduğunu Sevdalı geri geri çıkarken basamakları Paylaşılmazlığı yaşayanın mutlu olduğunu Göremediğinde fark etti ‘fak’ları...
............
Üstelik bilinen bir şeydir, Tıpkı antika kaydı gibidir Kütükte geçen ad her zaman ‘ilk sahibi’nindir.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İkinci el eşya ile ilgili şiirinizi okurken, "ikinci el kitaplarla" ilgili ve beni çok etkileyen o güzel yazınız geldi aklıma:)
İzninizle şiirinizin konusunu iki yaklaşım ile ele almak istiyorum: Biri ikinci el eşyalar, diğer, de şiirinizde işlediğiniz ve özetle elde etme arzusunun ikinci el ya da yeni eşya ile ilgili davranışı genel olarak ele almak...
Eski eşya alımının iki nedeni var diye düşünüyorum.
Biri, ekonomik yetersizlikler. Bir ihtiyacın yenisini alamama nedeniyle seçilen yol...
Diğeri ise; (şiirinizde esas olarak ele aldığınız) mezatlarda satılan o sanat eserler ile antika eşyalar için akla hayale sığmayan bedeller ödenerek alınması bence psikologlar tarafından değerlendirilmesi gereken vahim bir konu...
Bana kalırsa bunu yapan kişiler; egolarını tatmin ederken bir yandan da yatırım yapmış oluyor.
Tabi gerçek sanat severlerin imkanları doğrultusunda yaptığı satın almaları ayrı tutmak gerekebilir. Onlar için kaideyi bozmayan istisna diyebiliriz.
Şiir ile ilgili ikinci yaklaşımımım ise sizin de cevabını verdiğiniz; "şimdi benim’ hevesinde" dizenizde yatıyor.
Aslında bütün mesele; insanın, doymak bilmeyen o aç gözlülüğünde... Bir şeylerin benim olma arzusu... Bu durum benciliğin bir kaç tık ötesi belki de...
Eminim hepimizin evinde ve iş yerinde alınıp bir kenarda unutulan birçok eşya / materyal vardır. Görüp, beğenip hesapsızca alınan eşyalar. Miadını doldurana kadar bir kaç kez kullanılan. Bu bir sanat resim veya biblo bile olabilir. Öylece durur orada, yanından geçer gideriz. Belki temizlik esnasında el değen bir eşyadır sadece... Çocukların ısrarla aldırdığı ve sonra bir iki oynayıp bir yere attığı oyuncaktan farkı yoktur onun. Ona harcadığımız parayı bir ihtiyaç sahibine vermeyi aklımıza bile getirmeyiz. Ne yazık ki...
Bunun nedeni de yaşadığımız çağın insanları getirdiği noktadır bence... Başta ülkemiz olmak üzere dünya nüfusunun önemli bir kesimi ne yazık ki gösteriş budalası olmuş durumda. Gereksiz yere isim yapmış markalara yönelim, ihtiyacı karşılayacak onlarca çeşit ürün ve marka varken gidip en pahalısını alma arzusunun altında yatan şey; işte bu gösteriş budalası olma durumu bence...
Ne çok yazmışım yine. Ama bunun suçu sizdedir bilesiniz. Öyle farklı konuları başarı ile işliyorsunuz ki insan ister istemez yazdıkça yazıyor.
Sevgi ve güzellikler her zaman sizinle olsun saygı değer öğretmenim.
Sağlıcakla kalın.
Erkan Cem Arslan tarafından 6/22/2020 1:39:11 AM zamanında düzenlenmiştir.
Çok güzel bir eşleştirme olmuş. Aslında birini yazarken diğeri hiç aklıma gelmemişti, Dikkatinize teşekkür ederim.
İnsan kadar doyumsuz bir canlı yeryüzünde yok... Edinmeye çalıştığı mal / eşyadan, biriktirdiği paralardan tutun da hercai aşklarla birçok yürekte iz bırakma çabasına kadar...
Oysa görülmesi gereken çok önemli br detay var: O mal ve mülkte sahibinin izi ne kadarsa (!)... 'Gönül Haremi' kurmaya çalışanların da kırdıkları yüreklerde 'iz'i o kadar kalır!..
Suçumu kabullendim!.. ama böyle yorumlarla beni de aynı suça ortak ediyorsunuz... :))
Yüreğinize sağlık... Tüm beğenileriniz ve değerlendirmeleriniz için çok teşekkür ederim.
Çok güzel bir eşleştirme olmuş. Aslında birini yazarken diğeri hiç aklıma gelmemişti, Dikkatinize teşekkür ederim.
İnsan kadar doyumsuz bir canlı yeryüzünde yok... Edinmeye çalıştığı mal / eşyadan, biriktirdiği paralardan tutun da hercai aşklarla birçok yürekte iz bırakma çabasına kadar...
Oysa görülmesi gereken çok önemli br detay var: O mal ve mülkte sahibinin izi ne kadarsa (!)... 'Gönül Haremi' kurmaya çalışanların da kırdıkları yüreklerde 'iz'i o kadar kalır!..
Suçumu kabullendim!.. ama böyle yorumlarla beni de aynı suça ortak ediyorsunuz... :))
Yüreğinize sağlık... Tüm beğenileriniz ve değerlendirmeleriniz için çok teşekkür ederim.
çok kollu bir kaynak su gibiydi şiir..farklı konulara, farklı durumlara yoruma götürecek kadar derinliğe gebe.. ışıl ışıl zekasından öpüyorum alnından ve o kalemi tutan apak yüreğiyle Serap hocamın güzel iyilik dolu yüreğinden..
her daim iyilik güzellik görsün varlığınız inşallah..sevgilerimi gönderiyorum..
Zaman, "ben" deme zamanı olunca, özele değer diye bir duygu kalmadı ortalıkta. herkes, kendini gösterme yarışına girmiş en güzeli, en iyisi, en büyüğü, en pahalısı bende yarışı başlamış. Bunca debdebenin, şatafatın ortasında haliyle sevgi de, saygı da, değer de bini bin para. Gel de o eski samimi olan dostlukları, ilişkileri anma... Yüreğinize, kaleminize sağlık.
Günümüzdeki kültür ve değer erozyonu ne yazık ki her alanda kendini gösteriyor... İçimiz acıyarak seyrediyoruz biz de... Kişisel çabaların toplum direncine dönmedikçe hiçbir işe yaramayacağını bilmenin sancısıyla...
Değerlendirmeleriniz için teşekkür ederim İbrahim Bey...
Günümüzdeki kültür ve değer erozyonu ne yazık ki her alanda kendini gösteriyor... İçimiz acıyarak seyrediyoruz biz de... Kişisel çabaların toplum direncine dönmedikçe hiçbir işe yaramayacağını bilmenin sancısıyla...
Değerlendirmeleriniz için teşekkür ederim İbrahim Bey...
Her şeyin ayaklar altına düştüğü günümüz dünyasında İnsanlarda aranır oldu dostluklarında Kaybolan bir iğne gibi samanlıklarda Bayat, kokuşmuş ilişkiler yumağı sarmalıyla bir mücadele deviniminden Kim kurtulabilir tuzaklara takılmadan Başarabilmek için ant içmek gerek Onurlu duruşuyla her daim aynı pozu vermek Ne mutlu ne mutlu ne mutlu İnsan olanlara insanım varım diyenlere
Değerli SERAP Öğretmenime saygı ve sevgilerimle tebrikler
Ne inceden ve nüktedan eleştiren bir şiir. Tutarsızlık, maddecilik, ömrünü para babalarının kucağında geçirenler, madde uğruna elden ele duygusuzca dolaşanlar. Ne güzel yazmışsınız.
Gönül belli.. Harem de "yasak yer, herkese açık olmayan yer" anlamında ve genel olarak saraylarda kadınlara ait özel bölüm, oda demek.. Öyleyse, "gönlün özel odası, gönül yasağı" gibi bir anlamı var başlığın.. Ki, hemen her olgun kişinin böyle bir yeri, özeli vardır, olması da gayet doğaldır!
"İnsan ki hasreti kadar: belki bin sevda bin ayrılık fakat bir aşk bir intihar bir ömre ancak sığar. " der, Nihat Behram.. Eğer doğru olan "bir ömre bir aşk yeter/sığar" tezi ise.. Ben de aşk derken, hevesleri, beğenileri yanlış ve gereksiz, hatta özenti amaçlı kullandığımızı varsayıyor, şiirin ana temasını doğru kabul ediyorum.. Evet, öyledir... "Kütükte yazılı" tek isme aittir kişi!
"AÇIK ARTIRMAYA ÇIKAR GİBİ" elden ele gezmeler, sahiplenme hissiyle buna dair benzetmeler, kıskançlıklar, kendisini farklı ve maceraperest görenler olacaktır, onlar zaten "AŞKI TANIMAZLAR..."
Ne yaparsın ki "boy hizası" yoktur sevmelerde!
Mesajını iyi veren bir şiir... Kurgusu ve işlenişi usta işi.. Tebrikler Öğretmenim...
İnsanın sahiplenme arzusu varolma arzusuna dayanır. Mülkiyet sahibi olmak veya aşk adına var olmak aynı arzudan beslenir. Sahip olmak bizi en iyi hissettiren durumlardandır. Hayat mücadelesi sahiplenmek üzerinedir. Kaybettiğimizde bile ya aynısını ya da başkasını sahiplenme arzusu yeniden başlar. Aşk insan hayatında herkesin yaşayamadıği bir duygu olduğu için en önemli tecrübelerdendir. Aşk ilk sahibine sadık kalmayı ister. Sahip olmak aynı zamanda sonsuza dek duygusu üretir. Sahip olunana muhteşem özgürlüğünü unutturmaya kalktığında sahiplik zedelenir. Çok sevmek ve sahip olmanın tadı aşırı kıskançlık ve güvensizlik doğduğunda değişir. Benim demeninde bir sınırı olmalıdır. Benimseme süreçleri olgunlastırır bu olguyu. Özgür olma hakkı saklıdır. Başkası tarafından sevilmez, kimse sahiplenemez elimden alamaz aynı zamanda endişe de üretir. Hiçbir sahiplik satılık ve devredilabilir değildir. Bir insanın gönül haremine ilk giren son çıkar. Daha çok yazılabilir. Çok yaşamlık bir konuydu. Kutlarım saygilarimla
‘Açık artırma’ya iş kalmışsa Talipler birbirinin gözüne hedef almış, ‘sevgi’ değer olmaktan çıkıp Herkes ‘adın’ hatırına yaklaşmışsa...
Kapıldığı gönlün harem kapısı olduğunu Sevdalı geri geri çıkarken basamakları Paylaşılmazlığı yaşayanın mutlu olduğunu Göremediğinde fark etti ‘fak’ları...
Tebrik ederim şaire,başarılarınızın devamı dileğimle...Anlamlı,etkili ve güzeldi,yüreğine sağlık.Selam ve saygımla..
Maalesef kirli bir dünyanın, yapış yapış olmuş art niyetli zihniyetlerin gri dürtüleri içinde insanlık. Anlam karmaşası, Dejenere olmaya yüz tutmuş kültürler içine sıkışıp kalıyoruz. Sevgi ve gerçekçilik Özdeş kavramlar olması lazımken Günlük doyumsuz karakterler haline dönüştük. Hocam Harika tespitler. Kalbi saygılar
o kadar güzel bir teşbihti ki, eskiler "teşbihte hata olmaz" diye başlarlardı bu kabil benzetmelere...ne güzel bir yakıştırmaydı "o kadar değerli olsa satılır mıydı?" belki çok zorda olanlar hariç sanırım onlarda müzayedelerde değil de haraç mezat giderdi...ibretle ve de imrenle okuduğum pek müstesna dizelerdi... tebrikler ve saygılar sunuyorum sayın hocam.
Teşbih, zayıfla güçlüyü eşleştirerek, farklı bir denge de sağlar ya... O nedenle hata payı olabileceğini fark eden eskiler 'özür' kabilinden çok şık bir söz kullanmışlar gerçekten de...
Yorumunuzda bunu kullanmanızdan şiirdeki sözcük arkası anlamlar için çok uygun oldu...
Değerli yorumunuz ve beğenileriniz için çok teşekkür ederim Halil Bey...
Teşbih, zayıfla güçlüyü eşleştirerek, farklı bir denge de sağlar ya... O nedenle hata payı olabileceğini fark eden eskiler 'özür' kabilinden çok şık bir söz kullanmışlar gerçekten de...
Yorumunuzda bunu kullanmanızdan şiirdeki sözcük arkası anlamlar için çok uygun oldu...
Değerli yorumunuz ve beğenileriniz için çok teşekkür ederim Halil Bey...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.