60
Yorum
105
Beğeni
5,0
Puan
3420
Okunma


İpin ucu çıkara bulanınca....
illa ki kanımız ayazında mı donsun
katran karası mı sürelim ak tenlerimize
yoksa ki
kuzey rüzgarlarından mı olsun yosun
taş gibi sarışta da nemli nemli çöksün mü yüreğimize
bir koskoca maziyi taşıyamadı da gitti o fitne atin
günçiçeğim de karanlığa döndü yüzünü
ıhlamur ağacımızın şimdi ihtiyacımıydı kibrit suyu
kumrum barbakan yaparken
tüm umutlarımın kanadının kırılması da
illaki de şart mı?
kalbimizin tek yekun birlik atması dururken
ve biz ölüme bile birlikte yol alacakken
bir anda soğudu mu?
yoksa fitnenden dondu mu yüreğimiz
kanadı kırık koymak ta ne bizi bilip de bilmeden
artık hiç çarpmaz oldu aşkın yolunda ki yüreklerimiz
meğer ki kem bir gönle düşmüşüm ben
hem de bir hin oğlu hin yavrusu oldun sen
gecelere gönlün kaydığından beri
ışığa da hasret kaldı tarumar yüreğimin bin bir parçası
o ilk bahar anıları
unutuluşta da gitti ayrılığın namert kurnazlığında
şimdi çok solgunum tüm papatyaların yanında
kışların kardelen aklığı da heba oldu nankörlüğünün yolunda
kökten hükümsüz saydığın kimliğimiz
sana has şekilde örüldü aslı yok tezgahlarında
şu an kalakaldım
metruk bir odanın sır dolu dört duvarı arasında
mazinin sandığından sabık bir vaktin bilmecesi
sarılıyor sarmaşık gibi boğazıma
hüsranda toplarım boşa ektiğim emeklerimi
tesellimde karışıp da gitti hıyanet olgularına
nankör alazının içinden çıkınca gayyanın o ağılı acısı...
(04.11.2018) AZAP...
şiirime bu gösterilmiş olan ilgi içinde tüm dost kalemlere ve seçici kurula müteşekkirim kalın esenliklerin içinde...
5.0
100% (75)