0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
803
Okunma
içinin renkleri çalınmış sular indi
sürgün toprakların mahmuzlanmış ayaklarına
isyan bir kağıttan doğdu önce
orman bir diş eksilirken
şimdi zamanın damarlarında dipsiz bir akıntı
ağrılı bir tufandır göç hazırlığı
koynunda sisler büyüten ormanlara karşı
kavruk ve peltek bir dille geceye varan şiir
bir mahcubiyet meyvesidir
içtiği sudan kanmamıştır
yeri aşkın bir adım gerisi
bir alıcı kuş pençesinde sallanır kentler
kaldırım taşlarında orak zamanı
yoksunluğunu ellerinde gezdirir çocuklar
sürgün umutlardan koparılmış mevsimlerde
artık bir yamaçtır hasret
kokusu çiçeklere bulaşan
gökle aramızdaki mesafe toprak bitimi
yani kuşlarla kardeştir her an
ayak tabanlarımdan ilerisi
yine de gökyüzü öksüzüyüm
tutup da ölsem şimdi
gökyüzüne gömemezler beni
26 ekim 18
ali rıfat arku
istanbul
5.0
100% (1)