2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
957
Okunma

saçının telini iğneye geçirip
geçmişten kalan yaralarıma dikiş atıyorum
sende tadıyorum cümlenin en alemini
kolay sevdiğimi sanma
gönül dağımın ardında duran nice acıya
kaç zamandır merhem diye
seni sürüyorum
tam şimdi…
içimden geçen kırık bir ezgiye kulak verip
telleri kopmuş yüreğimi sende onarıyorum
özlem mızrabının indiği sol yanımda
kabuk bağlayan yaralarım kanarken
canım acısa da
seni bir başka seviyorum
hoyrat öfkelerimi askıya alıyorum
gönlüne mıh gibi çakıldığıma bakma
ben seni sabır divanında
hakka secde ederken örüyorum
ey niyetliye açılan kapı
sana niyetliyim
adının manasıyla açıl
gönül pencereme açılan cennet kapısına
ve yüreğine vardır beni
bilirsin gazebiyim ben acıda
yüzüm çabuk dökülür
içim hemen acır benim
sen ki gönlümün mimarı
buhranlarımı heyecanlarına asıp
gülüşlerinden aldığım bu hoyrat cesaretimi
ettiğin secdelerde bağışla…
sen bilmezsin…
gecenin cidar sessizliği çöktüğünde
yokluğunun tezgahında
her gece…
kirpiklerinden gönül pencereme tül dikiyorum
geceden üryan dökülürken ayaz
üşüme diye
kirpiklerinden diktiğim tülü
üstüne dualarla örtüyorum.
5.0
100% (8)