11
Yorum
47
Beğeni
0,0
Puan
2304
Okunma

yürek sızım
boşu nam
toprağım, taşım
gözüm,kaşım
güz telaşım
mülteci duygularımın sendromu
bil istedim...
rotasını şaşırmış üveyikler im
martı sandılar kendilerini denizde
nazlandılar
palazlandılar
boş verdim...
yıldızları doğururken gökyüzü
yaşlandı yok seslerimin membası
telaşlandı
ağır ol dedim...
karşı yamacın ağız kurusu yum
dil kırışığı
öksürük repliği
nem değdi öteme az önce
sineme nem değdi
ısırganlara havale ettim yüreğimi
kan kurutanlara
kül eşeledim
köze değindim
elim yanmadı diye sevindim
büyüttüğüm düşler aleminde
şamdan im da tek mum
harladı şimşeğini gök gürültüsünün
kanat saatlerimi
şaşırsın iğne oyası umudum
tereddüt tüm
dile kolayım
ne mümkünüm
dinle istedim...
iç lendi bir çıkmaz sokak da
silik tuvallerin imzasız resimleri
yutkunan vakitlerin
zehir .zemberek sözleri iç lendi
yelkovan kuşları
akrep çığlıklarında
saçını başını yolarken
az mı imge düştü
düşlerimin zulasına
bu ne dedim...
kalanlarını gömdüm
ölü şiirler mezarlığına
meze oldum
kepaze oldum
eylül bakışlı akşamlarına
karşı cinsten sensizlik
yedi tül arkasında soyunur
ki ertelenmiş
ki utangaç
gel açık aram
parmak boğum um
gel kanayan yaram
uyku tulumum
yüreğimin derisinde iskan dilim
çıkmayan çıt imin belirtisi ol
ürkek bakan hüzünlerim melez lensin
zihnime zarar kara sular
daha ne çok söyleyeceklerim var
ama sustum
dilimi yuttum
fifilam (düdük)
fafataram(kelebek)
gitme kal diyemedim