3
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1422
Okunma

Diyorlar ki
Musarrâ bir beyitin
Yaralı dizlerinden öpermiş Ruhaî Nâbî
Farrin bir gâzelin matlasında vurulurmuş Yunus
Od’da yanan aşkın sekinetine
Kırkikindiler’de yıkanmış saçlarında
Dîlefrûz iki mevsim ölüsü
Dalkıran bir Kırlangıç fırtınası devinirmiş
Şems’in yakasız kolsuz Tennûre’sinde
Ki
Aşk
Daracık bir gömlekte semâha duran
İki ten maksûduymuş
Gülbenk lisânında dil(l)enilen
Mûhibim
Mahbûbum
Kime ne ki
Arz arş arası asitân-ı efgân ömrüm
Gözlerimi iliklediğim hâyâlinin yakasında
Bütün sûretler gri s’isli birer silûet
Saçlarından çözdüğüm ilmek
Boynumda sicim sicim kördüğüm
H’âr-ı Şivân belleyip her kelâmı
Cerâhât cem eden yaralarımı
Parmak uçlarımla b’astıra astıra
Senliliği yüzülmüş
Üryân tenime gömdüm
Sanırlar ki
Gül-i gülistân güler derûnumda
Ağlak bir nağmeyle
Alaca bir Şakayık budaklanır
Camımın can kenarında
Sanırlar ki
Tel-û terâne rakkâs Sevgilidir
Sol boşluğumda
Serhoş
Berdûş
Bîhûş gezinen Zülfikâr
Sanırlar ki
Alaturka bir çeng-û çegâneyle
Zilli Tefli Cümbüşlü
Devrilir ömrüme leyl-û nehâr
Wallâ yalan
Billâ yalan