k
a
n
ve vicdan
tek nefeste gönüller korda tutuşup da duruyor

yürekleri hançer gibi acılar buruyor
sen ben ve o her an herkeste bu zulmün içinde
söküşte de bizden aldıkları her bir ferdimiz
kör bir mermiyle ölüyor
her bir cürümlerinde de nice ocaklar sönüyor
girdiler tüm mazlumların namahremine
sabileri de hunharca ezişte de
caniler gibi biçiyor
kovalasak da gitmek ne nedir bilmiyor

kinli bir haçlı mikseri gibi
öğütüp de duruyor gözünü bile kırpmadan
canlarımızı hiç durmadan
korkuları da yok yaratandan
bu gaddar eksenli bir zulüm
ve bir kahpe kadar açılıp da saçılıyor ölüm

içimiz de dışımız da hep viran
Müslümanları sarmış koskocaman bir tufan
birlik ve dirliğimiz enkazda
kıyamet gibi her kez bir maraz da
mazimiz de bize kızıyor
atimizse hiç yoklarda bir türlü de görünmüyor

tozlu raflara düşmüş
bir Çıfıt’ı tutup da bulaştırdık bu ortama
vampirliği iliştirmişken o günahkar boynuna
her yad edişte ne çokta feryat ettik
ta ezelden beridir
sunmuşuz geleceğimizi kendi öz elimizle
donuk bir yürekle
uykularda bırakılmışız senelerce
soruyorum şimdi size ve kendi vicdanıma
boş boşuna mı gittiler bu vatan uğruna ölenler

bir ipe de sapa da gelmiyor ki bu yaşantımız
bir çaputa bile tav olunca insancıklar
şimdilerde bin pişman yanışta da kül gibi halimiz

ayrık otu gibiyiz her bir halimizle de
dururuz kedi köpek gibi didişmekte
ölüm çanları bizim için çalar çalmasına da
a
h
vah be adam
bu nemelazımcılık da neyine nerene merhem
ihanetleriniz nereye dek bu nede acı bir oyun
üstümüze ölüm çökertiliyor her gün
biz hepten yasta tutarız
aptallığımızdan her anda misafir kalır matem

silkinip de kalkmanın şu an tam da sırası
hadi kalkın ayağa Çanakkale ruhuyla
derhal sıyrılarak çıkın o uyutulduğunuz kabuklarınızdan

size kalk dedikse kalkın ki
yürekler donuşta dönmeyelim Sarıkamış’a
boynumuzun borcunu ödemenin de tam vakti
hala daha sıra bize gelmedi mi
tam da hilal zamanıdır hak ve hakikati bilirseniz

ve lakin birliğe ve dirliğe de çok muhtacız
zira hala daha tüm kalpler barışık değil
birlik olmadığından
bu milletin hali de bu gidişle çok mu çok müphem...



(11.10.2018) AZAP...