5
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
1488
Okunma

“ senliği benliği tarihe gömeli biz, kaç son bahar yapraklarını kınayla bezedi.eylül dahi o yoldan geçerken yeni gelin misali süzülüverdi.kına derken, kınından çıkmış keskin bıçak gibi, hala avuç içlerimde kahvemsi kekremsi acı izi. “
uykusuz gözlerle
günümü karşılayan sabah
koynuma yıldızını
bırak ta git
karanlığımın
uyurgezerliğini hoş gör
onunda geceden kalma
yıldızları saymışlığı var
gün ışığını beline dola
güneşini omuzla
kapıyı da
bi zahmet
aralık
bırak ta git
maviden
çarşaf serdim yollarına
bir de
düşlerden düşüşlerden muaf
yorgan
kim diye
sen sormadan
ben söyleyeyim
senden sonra
gelecek olan
yorgun
argın
gece nöbetinden dönen
hatırı sayılır
misafirlerim onlar.