eğer mahir isen ayırt edersin
elif ile merteği
masura ile mesireyi
ayırt edersin
kemerin en daralan zamanın da
semerin en acıtan halindeyim



yoz dayım
ayaz dayım
hiçliğe yazılmış çıkmazlar dayım
kaslarım sızlıyor
içim içimi yiyor
nakaratların talanın dayım



sancı okunduğu gibi kaleme alınır
insan elbette yanılır
durmadan asılıyorlar bana
ecel imbatları



diyetisyenler çıkmışlar yasaklıyorlar
üç beyazı
bilemezler ki
ben ağrılarımı yiyorum
kahırlar imi içtiğimi
göremezler ki



kim imge demliyor gölden
kim çıldırtıyor
yeşilbaş ördekleri
söylesene;
şimdi hangi mısrada bulacağız
bozulan asapları



ne bilir saat
ne anlar vuslat
düşen bilir
düşen anlar
yanıp tutuşanları



haydi üstat
geç karşıma
bir damar çal
ister sürgün et sevdayı
ister yedir bana kafayı


aşiret greve gitti
beşeriyet ise lokavt ilan etti
kurtlar kuzunun
mayıs böcekleri .....
vampirler kanın
katillerse canın peşinde



cehennemler ile özdeş tim
ömrümü haraç verdim
ama yine de bir gün yüzü göremedim
alkış alıyor hıyar ağaları
ödüllendiriyorlar fırlamaları
bize de bol hüzün ekmek araları
yetmez mi?