Divit kalemlerle yazardık
Yanın da bir de okka ile mürekkep
Lacivert takım
Başımızda büyükçe bir kep

Sonra dolmakalemlere yetiştik
Mürekkepler çektiğimiz
Özenle yazardık bu asil kalemlerle
Pilotlar çıkmadan önce

Gaz lambası zamanlarıydı
İlk yazdığımızda
O zamandan bu zamana
Hep yazdık ta
Değişmedi zamanlar
Işıltılı hayatlar dışında

Ben hala köyde rençberlik yapmaktayım
Aldığım buğdayla karnımı
Zar zor doyurmaktayım

Hala iplik fabrikasında işçiyim
Bildiğiniz asgari ücretli
Hani polis korumasında
Buldozerlerle gecekondusu yıkılan
Ya da mayıslarda öldüresiye coplanan

Hala sokaklardayım
Ayakkabı boyamaktayım kap kara ellerimle
Ya da köşede ki simitçiyim

Ben hala öğrencisiyim paralı öğretimin
OKS’ yim, ÖSS’yim
Harcına gücü yetmeyen Üniversiteliyim.
Sonra, ÜDS, KPSS, vs vs olacağım
Ya da kahvehanenin
Ya da meyhanenin müdavimi

Ben hala mahalle bakkalıyım
Veresiye defterim kabarık

Ben hala varoşlardayım
Yeşilkartsız hastayım hastaneye gidemeyen
Bir elim böğrümde
Şans oyunları oynamaktayım diğer elimle

Ben masumum, ya da kara yazgılı
Kan yazgılı
Bir sarhoş serserinin
Günde bilmem kaç kez
Dört tekeri altında ocağı söndürülen
Kazazadeyim!! zade-zadelerden...

Ben erkeğim
Beş nüfusa on saat ter döken

Ben kadınım işte ve evde ikinci sınıfa itilen
Şanslı isem anneler gününde
Kır çiçekleri verilen

Ben bebeğim
Beşiğimde uyurken Filistin’de ölen
Ya da Afrika’da açlıktan

Ben Amerikan çıkarlarına karşı durdum diye
Memleketinden sürülen Irak’lıyım,
Afganistan’ lıyım

Ben emperyalizme karşı Nazım
Hızır paşalara Pir Sultan
Toprağa, çiğdeme Veysel
Sevgiliye Karacaoğlanım

Aslında barıştır adım,
Çevreyi kirleten rantiyeciye
Ormana ateş düşüren gündüze - geceye düşmanım

Ben dağlarda çiçek
Ben yaşanan acı ve tatlı her türlü bilinen gerçeğim

Ben cenazesi üst üste konulan
Ve parası zor bulunan mezarım
Bunları yaşar bunları yazarım

Senin olsun kirli paraların
Işıltılı hayatın
Seni divitle de yazmadım
Klavye de de yazmıyacağım
Yaz/m/ıyorum
Yaz- mı- yo- rum...


Toprak ve Barış’ tan C.EROĞLU