yaşam kadar otantik
yaşanılan kadar skolastik
o kadar çok şey var ki meşgul eden insanı
nerede yanlış yaptık
nerede boşa kürek çaldık
ayırt edemedik



iki damla su ısmarladık zamanın gerekçesinden
pençesinden ıtır kokuları
sanırım kurtuluş için bir mucize lazımdı bize
yada muhtaçtık bir analize



anladık!
dünya yorgun
biz yorgunuz
kuşlar bile göç etti
abu havanın sitresinden



görmedik
duymadık
demedik
zorla da kimseyi sevmedik
var olanı bildirdik
yok olanı sildirdik



gözlerin kıyısında
Boğazı seyretmenin
bir anlamı olmalı bence
ne yapmalı yani
kafayı mı sıyırmalı
şiirleri mi yakmalı
yoksa hep hüzzam hüzzam sayıklayıp
kadehlerimi kırmalı



yüzlerde bir esrar var
hala ifşa edilmemiş
sözler var
daha hiç gün görmemiş



insan nelere alışmıyor ki
kuru ekmeğe
kuru sevgiye
ve hiç bitmeyen yergiye



hangi harf gamze
hangi dal dize
bu sulu gözlü sevdalardan ne kaldı bize
bilemedik



oysa biz size
fantezili aşklar
nar çiçekli sevdalar sunmuştuk
kötümü ettik
söyleyin Allah aşkına
hangimiz hangimize yettik