Yeşil gözlü kırların efsunkâr nazlı kızı
Utandın mı doğmaktan yanakların kırmızı?
Bulutları gözlersin düştü içine sızı
Daha yeni yetiştin korkma sakın gelincik
İnce narin boynuna eda takın gelincik.

Toprak ana besledi kucaklardın sarardın
Güçlü göğsünden nemi ak süt gibi arardın
Olmadı mı önceden, azmin ile yarardın
Toprak senin de anan güven ona gelincik
Umutla bekliyordun dona dona gelincik.

Al duvakla kırlarda salınmaktır mizacın
Yakutlara benziyor başında duran tacın
Yüksel haydi göklere kalmasın daha acın
Raks edelim beraber neden durdun gelincik
O mahzun bakışınla beni vurdun gelincik.

Tül kanatlı kelebek eşlik edecek sana
Güzel yüzün hüzünlü biraz mutlu olsana
Gülmek haram mı oldu yazılırken yasana
Biraz sonra esecek ılık rüzgâr gelincik
Bilir misin kanun bu, sana zarar gelincik.

Acele et gülümse ömrün uzun mu sandın
Ateşli gelinlikle sadece sen mi yandın
Delikanlı baharın cilvesine aldandın
Yaşa artık gönlünce eğlenerek gelincik
Bu kısacık ömründe gülmek gerek gelincik.

Kırkayaklı canlılar bedenini saracak
Meftun kaldığın rüzgâr dalını koparacak
Yazın kızgın güneşi toprağınla karacak
İnan senin kaderin terk- i candır gelincik
Bu gelişler gidişler imtihandır gelincik.

Cenin gibi rahminde hissederek ayazı
Duyulacak korkutan kışın güçlü avazı
Özlemle anacaksın daha sonraki yazı
Son bir defa salın da dünya yansın gelincik
Titreyen duvağınla zevke kansın gelincik.