9
Yorum
33
Beğeni
0,0
Puan
1124
Okunma

sustu kayıp gazinosu
sustu şarkılar
paletteki renk sustu fırçadaki halay
ve bu gece ilk defa Marmara da ki kıyıya vuranlar sustu
artık ne vapurlar mevcut nede tayfalar
nede o soğan misali göz kamaştıranlar
bir gecenin izbe demin de soluklandı yok oluşlar
sardı olta kamışlarını nedamet öyküsü
sardı boş dönme korkusu
hayır hayır bu benim yüreğim değil
canım ciğerimde
ne fala inanırım nede mukeddarata
bir sana mecburum
bir tek sana vurgunum çay karam
gerisi davul tozu
minare gölgesi
sanırım bir yük
sanırım bir angarya
bu mevsimde geleceğim demiştin
bilmem ki hala ne bekliyorsun
bu orjinal zehir
bu tropikal kahır
sensiz nasılda boş sahil
nasılda kötürüm şehir
müfreze nöbetçilerinin gözü önünde nasılda çalmışlar sevdaları
rıhtımdaki yıldızları nasılda çalmışlar
ne çıkar ki ahit yakmaktan
göz yaşı akıtmaktan ne çıkar
söyle çay karam benden kötümüsün
bizim yokluğumuzdan ne çıkar
boş emziğimiz var ya
ta dipte mavi gök yüzü
ta dipte günahsızı suçsuzu
her gün bir yenisi başlar
ötekinin miadı dolunca
her yol bu duraktan geçer
gece olunca
bir sırça bazılıka
arsası tanrının tapusundan
köpek var girilmez
tabelası okunuyor kapısından
hangi alemlerde şimdi
o Bağlarbaşı
o zümrüt koru
ilk yoncayla tanıştığım yer
ya o çapkın ısırganlar, dikenler
insan soyununca hissediyor tabiatın nelere gebe olduğunu
tanıdık bir filim şeridi geçiyor gözlerimden
gel gör ki kopuyorsun en efsun yerinden
sonra duble yabancı göz
duble yorgun omuz
hasret avlusunda bir güz vakti
çekince ipini mesafelerin
ayaklarıma yığılıyor uygunsuz
bir tünel geriniyor
sefil zifiri kara
bir hınzır gülüyor
gıcık gıcık
ukala ukala
şimdi gölgeler sığ
ışıklar resmen aciz
dizilmişler peş peşe patavatsız
mor sarmaşıklardan alamadım ilham gücümü
şimşir ağacından ısmarlayamadım
sediri mi ,zigonumu
hoyrat yağmurlar nezdinde
martı çığlıklarına karıştı gitti ömrüm
duy sesimi çay karam duy
gel ne olursun