13
Yorum
37
Beğeni
5,0
Puan
1829
Okunma

ağır aksak gizlerimiz hasretten kemirgendir içimizde
kıvırtıp da durur yeisler yüreğimiz de
hüsranlarını koklamak mecburiyetinde kaldı elemlerim
maya tutmaz uçurumlarınsa hazır baş ucumda
toprak kokusu sararken her bir yanımı
o dudakların bir gün dahi hayırla açılmadı ki
kıytırık bir kaç gülümseme midir?
ki mutluluk
elbette ki er geç dinecektir
göğsümü döven o katmerli sancıların
ve debisi bozuk bir sel gibi yıkışta da vuruyor hıncın
ömrümün zoraki yokuşunun göçünde ki yorgunluk
indirilince dizlerime
her anım göğe ulaştırıyor feryatlarımı
boğazımda düğümlenen bir ıslık gibi
ruhum o fetbaz cenderen arası
kalbimde bin bir pişmanlıklar
durağan dürtülerin
koklatsınlar sana da ihanet iklimlerini
gör ne kadar da çekilemez oldular
gözlerin de oynaşan o iblisi timsah yaşlarını
sana zorla tattırsınlar
hiç tanıdın mı ki bir gönlün şefkatini
hep sürtünüşte vurdu illetin
ya her şeyi yakıp yıkan şirretliğini
bir alem biliyor ruhuma kasteden hasutluklarını
ömrümü biçerek yeşerdi ya o ruhsuz kalbin
sor da gör ben şu an neredeyim
tutarsız hislerinin dönekliği olunca sebilin
art niyetli hüzün setinin tam da ortasındayım
ölümse ölüm
hırlamak neye yarar
çevremizde bu denli azgın it varken
ne fayda gördü ki senden dünüm veya bu günüm
son rötuşlarını vermekte belleğime karar
bir anlık çöl serabının o sahte ateşi
bir vahaya bel bağlayışta da biter
şu garip yaşantıma oynadığın bu hayal oyun
güneşin ilk ışıltıları arasında silinişte de gider
naçar bir halin donuk statükosunda kala kalmıştım
tüm iyi niyetlerime rağmen
bildim ki ben dersimi bir iblisten almışım
zar zor da olsa uyandım artık
biz bir yalakta ayrı ayrı yönlerde aktık
prangaları çektirdiğin bu saf yüreğimle
bakışta gör zaman da hükmünü bitirmekte
varlığının azı da çoğu da hep zarar
yeteri kadar ateş var zaten ortamlarda
her gün kahırlar içinde erirken insanlar
neme lazım durup dururken birde biz yakmayalım...
(13.08.2018) AZAP...
5.0
97% (29)
4.0
3% (1)