1
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1125
Okunma

ŞAŞIRMA!
Şanssızlık gibi
Şans da bir gün apansız
Gelebilir başına
Bir büyük ikramiye
Bir büyük aşk
En tatlı, en güzel bakışıyla
En güzel gözleri dünyanın
çıkabilir karşına;
Bakıp bakıp doyamazsın!
Şaşırma sakın;
Sabırla besle umudunu
Bazan kara bir bulut
Bir beyaz güvercin olur
Döner dolaşır
Pamuk helva gibi
Tadı damağına yapışır
Dimağında durur
Gül kuru/su erir akar
Acısıyla tatlı
Karışır gözünün yaşına?!
Neler gelmez ki
Her şey gelir hayatta
Her insanın başına
Yeter ki umut, azim ve karar,
Umutsuzluk
her işe, herkese zarar...
Sanma ki her şey para;
Her güzel şey doğada
Umutla güzellik ara,
Sabırla gidilen yolda
Gülecektir ağlayan
Bencileyin bahtı kara...
Hep kırmızı giymez insan
Sular da bir yanar bir söner
Bir bakmışın kan kızılı
Bir de bakarsın
En güzel koylarda
En tatlı maviye döner;
Yıkanmış çakıltaşları,
Ne çakmaktaşı
Obsidiyen gibi kırılmış
Ne de jilet gibi keskin...
Dalgalarında köpüklü
Turkuvaz koyların
Yalnızlığında bakir
Kıyılarında kumsal
Yumuk yumuk,
Ellerin gibi yumuşacık
Yuvarlanmış pamuk
Sanki badem şekeri;
Milyonlarca inci tanesi
Bir avuç çakıl,
Anlayıp saymaya
Güzelliklerini doğanın
Ne zaman yeter ne akıl?!
Şaban Aktaş
30.07.2018
Fotoğraf: Şaban Aktaş
ŞU DAĞIN ARKASI YAYLADIR DÜZDÜR
Şu dağın arkası yayladır düzdür
Suları buz gibi yelleri kuzdur
Beni yakan bir çift sürmeli gözdür
Gözü göğelâ o kıza gidelim
Bir bakış baktı ki çaldı gönlümü
Bağışladım gitti, aldı ömrümü
Aşkın deryasına saldım yönümü
Tatlı sular bitti tuza gidelim
Aktaş’ın elinde divane sazı
Yaktıkça nazlı yâr inletir bazı
Doyulmaz yaylanın güz ile yazı
Güzün olmaz ise yaza gidelim
Şaban AKTAŞ
30.07.2018
ELİN İPİ
Bir bir tırmanıp basamaklarını
Çıka çıka sonuna geldim
Şaka şuka derken
İnişine geçtim
Hayatın zirvelerinin...
Giderayak son sözüm
Ardımdan gelenlere
Görüp yaşamadan
İnanmayın söylenenlere!..
Siz siz olun hayatta
Anne, babanıza bile değil,
Yüreğinize, beyninize
Yalnız kendinize güvenin!
Elin ipiyle kuyuya inilmez
Yoksa sona varmadan kopar
Tutunduğunuz dal
Tırmandığınız halat,
Yuvarlanır, düşersiniz apar topar...
Şaban Aktaş
31.07.2018 - 14.51
AŞK ATEŞTİR
Seni beni deli eden o duygu
Karşı konulmaz bir derin tutkuydu
Birbirimizi biz ateşle sevdik
Aşkta başka hiçbir imkân yok muydu?!
Neden niçin felek ayırdı bizi
Kendinden mi bildi kayırdı bizi
Yalnız ateş ile doyurdu bizi
Güneş sofrasına çıkan yok muydu?!
Bastı içimize tuz ile buzu
Yaktı gönlümüzü kor alev közü
Gördüm kainatın ateştir özü
Ateşin içinde hiç kan yok muydu?!
Aşk ateşmiş gülüm baştan bilmedim
Yaksan da kâlbimi asla yılmadım
Adında gül varken ben hiç gülmedim
Külüne dek yakıp yıkan yok muydu?
Aşamadım mor dağlarda yokuşu
Yeline karışmış gülün kokusu
Bülbülün dilinde gönül şa(r)kısı
Aktaş’a bir başka figân yok muydu?!
Şaban AKTAŞ
31.07.2018 - 11.54
KÖR TIRNAK
Sağ ayağımın başparmağı
Dağlarda yürümekten
Körelmişti iyice
Dağ gibi oldu
İşe yaradı tırnak bıçağı
Kıdım kıdım doğradım
Milim milim
Kesip attım, törpüledim
Düze indirdim tırnağı(!)
Ya ne işe yarar
Dağları doruklarından
Böğründen peynir gibi
Kesip dilim dilim
Yokeden taşocakları;
Yarardan çok zarar;
Ne yağmur yağar ne kar
Kurudu göller şimdiden
Bastı cehennem sıcakları?!
Şaban AKTAŞ
30.07.2018
TUTULMALAR
Gece gökyüzünde ay tutulması
Tutulunca bir de kurtulması var
Sen de gel bu gece ellerimi tut
Sar bu gece beni sabaha kadar
Ay gibi göklerde gezen bir inci
Aynalı sularda yaşam sevinci
Aşk ile ne varsa yokluk bilinci
Sar bu gece beni sabaha kadar
Şaban AKTAŞ
27.07.2018 - 23.31
GÜZEL SENİN GÖZÜN ELÂ
Güzel senin gözün elâ
Yüzün petek bala benzer
Gülüşün var gülden âlâ
Yüz çiçekli dala benzer
Hasbahçenin has köşesi
Sensiz gönül yas köşesi
Yüzün bir cennet bahçesi
Güz çiçekli dala benzer
Tatlı dilin işven edan
Dal boylusun servi fidan
Çekilir mi kara sevdan
İnce uzun yola benzer
Gönlümde yüzün hasleti
Yaktı Temmuzun kasveti
İçimde aşkın hasreti
Susuz kalmış çöle benzer
Gül bülbüle yuva mısın
Her derdime deva mısın
Şol cennette Havva mısın
Aktaş Adem kula benzer
Şaban Aktaş
27.07.2018
27 Temmuz, 14:07 ·
CAN KURBAN
Efil efil meltem esti yüzüme
Hayâlin takıldı kaldı gözüme
Gel sol yanıma yat uzan dizime
Gül tomurcuk dudağına can kurban
Sensiz kanar durur yürek yaresi
Yumuk ellerinde derdin çaresi
Ay yüzün gönlümün ciğerparesi
Yüzündeki gül bağına can kurban
Geçtiğin yollarda çoğaldı derdim
Bağlara gül diktim gülünü derdim
Yârim aşkını ben güllere verdim
Gül açan Güllük Dağı’na can kurban
*
Eser eser dinmez seher yelleri
Savuruyor beni zülfün telleri
Şakıyor yüzünde bülbül dilleri
Gül yüzüne yanağına can kurban
Gecenin gündüzü uyuttuğu an
Ayın aşkla dünyayı tuttuğu an
Sen hep aklımdasın unutulmayan
Gül tomur gençlik çağına can kurban
Aşık Aktaş gülü sevdi gülmedi
Binbir türlü acı çekti ölmedi
Gitti gonca gülüm geri gelmedi
Aşkımın yanardağına can kurban
Şaban AKTAŞ
27. 07.2018 - 14.06
DİNGİN RÜZGÂR
Tropik kasırgaları
Tayfunları geçirdi gözünden;
Dedi ki kendi kendine;
Ne deliymişim bir zamanlar
Devirdiğim çamlar
Dallar savurup kırdığım
Fındık, fıstık, küner içi...
Taze demli çay
Çayın yeşil yaprağı, filiz
Tadı damağımda gençliğim
Doludizgin, uçan at gibi
Tozu dumana katıp geçtiğim
Kurumuş dereyatakları
Sazlıklar, bataklar, vahalar,
Kaç piton, kaç engerek
Ceylanı, maralı
Bitmedi daha var daha var
Kan kaybında yüreğim
Bilseniz kaç yerinden yaralı?!
Şaban Aktaş
27.07.2018 - 11.07
ANLIK OLAY
Otomatlar, kampanalar
Ziller, sirenler, frenler
Otomobiller
Trenler arasında
Gece gündüz,
Sabah akşam
Acısıyla tatlısıyla
Su gibi akıyor
Çığlık çığlığa yaşam
Ölüm ile arası
Evden işe,
İşyerinden çarşıya
Telaşla geçerken
Karşıdan karşıya
Yanıp sönen
Sarı, yeşil, kırmızı
Trafik ışıkları,
Dalgınlık bir anlık
Adım bile yok(?)
Sönen ömür yıldızı
Ötesi sonsuz karanlık...
Şaban Aktaş
ÖMÜR GÜLÜ
Gitmesine bir gün
Gideceğiz elbet de
Bırakıversem kendimi
Düşeceğim boşlukta,
Ölmek de var
Kahredip, üzüntüden
Son zirvelerine hayatın
Son bir soluk çaba
Dayanmışken
Salım salım sallanıyor
Gâhi rüzgâr
Gahi gürültüden
Basamak basamak
Yükseldiğim merdiven
Düşünce ömür gülü
Ne toz kalır ne külü
Biraz daha sabır, dikkat
Biraz daha özgüven
Yoksa kayıp gidecek
Elimin altındaki hayat!
Şaban Aktaş
26.07.2018 - 10.27
KISSADAN HİSSE
Kimine adettir, kimine töre
Herkesin tutumu kendine göre
Mantalite bir diğerini tutmaz
Bir uçtan bir uca değişik yöre
’Can çıkar huy çıkmaz’diyen halkımız
Huyun kuruyaydı yok mu aklımız
Kirli bohça, kutu kutu saklımız
Soydular milleti göz göre göre!
"Bal tutan parmağın yalar" mı yalar
Arının balını çalar mı çalar
Talkın verip salkım yutan hocalar
Elden evvel kendi gireydi yere?!
Nedir insanlık sor, hele tarif et
Bilim için çalış, üret marifet
Cahil kula anlat, öğret, arif et
Bilim var; ne gerek şeyh ile pire?!
Şaban AKTAŞ
24.07.2018
MANİDAR
Her gerzeklik dahil
Sıfır numara cahil,
Başka böyle biri yok;
Her olaya müdahil! Ş.A