7
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1614
Okunma

Sözcüklerin titrinde bir yenilgiyim
Uzamında ölülerin, canlı ceset misali
Bir kuru sıkı tebessüm
İçimde infilak eden ne çok şiir benzeri kalıntı
Belli ki zimmetli her biri:
Önce düşkün mizaçların koruk sancısı
Sonra da kor misali
Her aşkın lav ettiği üç beş hatıra.
Kölesi olmaksa hayatın
En demli meziyetiyim hüznün
Demir tavında dövüldü dövüleli
Çağında unutulmuş bir önsezi
Kadından ibaret değil ki evren üstelik:
Ataması yapılan her iklim
Her köprü düşmeyi ziyan bildiğim.
Açık ara farkla her fani
Gönül gözünde seğiren düş misali
Gelsin de görsün içine düştüğüm bu zalim yüreği.
Bir emsalim mi var da?
Kükreyen bir gölgeden mi muzdaripim?
Yana yakıla sevip ölmeyi meziyet bildiğim
Baş tacı yaptığım ne çok engebeli yalan?
Gözlerimde kararan
Yürekte çağlayan
Belki de can pazarı konuşlandığım;
Canhıraş hükümlerden yaka silktiğim.
Beyhude bir çıkış aslıma dönük yüzüm
Çıkıp çıkmamak da değil hani
Mademki kaderin öngördüğü…
Ne yalan ne de yalın!
Ne fıtratın özlemi ne de fırtına benzeri
Bir esinti!
Kelamın cüreti hepi topu
Kalbin cereyana tutulduğu bunca talan
İçinde yanmayı şevkle kabul ettiğim
Ömürlük/cehennemlik kazan.
Sunumunda rahlenin döktüm içimin mealini:
Yüreğimi ne sattım
Ne de ölüp dirilmeyi temenni ettim.
Hakkın elinde bir zerreyim
Kalbimde ne fitne ne muğlâk bir günce.
Ben ki aşkın da kaderin uzantısında
Günün asla sonlanmayacak
Yirmi beşinci saatiyim:
Kalburüstü hüznümle
Yana yakıla sevdiğim bunca mecazi firarla
Öykündüğüm de değil hani
Ne de övülmeyi talep ettiğim…
Zikriyim gecenin lakin pür-ü pak
Yontuyum hasbelkader
Belki mahmuzlanmış bir özlem.
Bir yankıyım deli mizacın da göreceli tahakkümü
Fıtratın uzamında hangi fırtına isem
Akla zarar benliğin her dem
Dumura uğradığı
O kayıp mevsimim:
Hakkın dilinde bir mazlum
Yüreğimde olmaz iken tek perde tek yalan.
Sevmeyi arz ettim
Ne de olsa ölümüne kıblemde buluşmaksa
Hakkın rahmeti yeter ki yağsın oluk oluk üstüme.
İhanet eden zamanın tarhında
Üç beş yenilgi.
K/özünde ömrün en sık uğranılan ihanet:
Yine kaderin çözeltisi
Bazen yürekten kayan bir yıldızın
Geride kalan o ulvi tozu:
Nasıl bir hengâme ise artık
Ne giden zamanın telafisi
Ne de geleceğin küpeştesinde
Boyutsuz düş denizi.
İçinin ahkâmlarında şehrin
Kazan kazan hüzün.
Şiirin her hücresinde muğlâk imgeler
Birbirinden habersiz dizeler
Baş koymuşken o heyula dehlize.
Zamanın batılında hazan;
Vatanın dokusunda avuç avuç kan.
İkbaliyim dünlerimin:
Mağfiret misali içimdeki delik
Hatırına sevdiklerimin
Gönül gözümde titrek bir aksan
Yana yakıla içimde bitimsiz heyecan
Üstelik neyin uğruna?
Şimdi kapadım gözlerimi
Başını okşadığım gecenin
Her zerresine tav deli âşık mizacımla
Yaktım gemileri henüz kalkmadığım limandan.
Sükûtun baş tacı olmasa da elem
Ben köhne bir yeti’mle
İçimdeki yetim’e mersiyeler sundum
Kalemin ve kaderin tok sesiyle.
Bir acıydım
Açıların toplamı
Dik başlı bir kare
İkilemlerden müteşekkil hangi daire idim de
Yüreğin merkezinde yarım ağız bir yay
Galip geldiğim ne ise
Mağlubiyet bildiğim tefsiri ömrün
Gıyabında kazan kaldırdığım bunca yalan
En namert isyanı bile lav ettim ansızın
Sapla samanı ayıramadığım
O çocuk aklımla
Kerem misali hayatıma sızan.
Garipsenir insan kimi zaman
Ne lav olduğum bir iklimde
Yanarım derviş misali
Ne de öykündüğüm o yazmadığım şiirde
Bir minval tuttururum
Eteğimdeki taşlara işleyen acımla
Dokusundayım şiirin imge imge.
Öfkemle barışık olsam da
Kendimden uzak bir arazım
Yandığım gölgemde
Yalvardığım kadar rahmetin naşıma
Dokunacağını bildiğim
Titrek sesinde kalemin
Boyutsuzluğun güncesini tuttuğum da mı yalan?
Beylik cümlelerden kaçınıp
Bam telinde mizacın kavrulup
Gayemden uzak olmadan
Gailem ne ise
Mecalim yettiği kadar
Bir kayıp zerreyim
İçimdeki ihtimamla
Sevmenin meşrebini asla unutmayan bir fani
Yine yaşanmayan bir zaman diliminde
Bir kör heceyim
Kayıt altında köhne zincir
Bandığım ne ise kaderin ikramı madem
O kör kuyu
Benliğin sürgüne gittiği
Adımlamakla arşınladığım
Arz edip yanılsadığım.
5.0
100% (13)