2
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
862
Okunma
Kirpiklerin tutuşmuş ruhun orman ateşi
Çifte nehir düşürsem söndürsem senin için
Kırk sabah güneşini göğsüne istifleyip
Mevlana’yı ‘’hu Allah’’ döndürsem senin için
Hani düşte de olsa uzanıp dizlerine
Bir masalın içinden el sürsem izlerine
İçimdeki maviden o ela gözlerine
Sıcacık bir öpücük kondursam senin için
Her kaldırım taşından düşlerini toplayıp
Çocuksu kahkahanı intizamla kaplayıp
Gardiyan niyetine gözlerimi saplayıp
Turnanın kanadına bindirsem senin için
Olurda rüzgâr alır saçının bir telini
Olurda gönlüne kor, yan komşunun gelini
Ya da tam doğrulurken kaptırırsın belini
Bir muhafız alayı göndersem senin için
Yürüsem dere boyu adın kalmıştır diye
Dinlesem kurdu, kuşu niyet salmıştır diye
Su içtiğin pınarda tadın kalmıştır diye
Bende dudaklarımı bandırsam senin için
Belki yanlış bedende aradığım cevapsın
Belki de külli haram belki yekün sevapsın
Fısılda doğrusu ne? Yüreğim onu yapsın
İçimdeki çocuğu kandırsam senin için
Düşlerim bin bir gece rengarenk Anadolu
İçimde bir küçük kız gerisi ana dolu
Yüreğimdeki kasa silme aşk sana dolu
İste bir ömür boyu dondursam senin için
El yardım! Cebrail’i Arafat’ta durdurup
Cennetten gözlerine ip merdiven kurdurup
‘’Bir sarımlık al’’ diye kanatlarıma vurup
Gök/anayı semadam indirsem senin için
5.0
100% (10)