4
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
997
Okunma
Yıllar film şeridi gibi geçip giderken önümüzden
Önümüzü göremedik, kopardık ipi inceldiği yerden
Yalnızca bir ağaçtan milyonlarca kibrit çıktı
Bir kibrit bütün ormanı yaktı
Her gece masal anlatılan o masum çocuklar
Şimdi kendileri birer masal oldular
Bir varmış, bir yokmuş; ama iyi ki de varmış
Kötüler iyilerin masallarını bile çalarmış
Üşüten bir Eylül akşamı çöker ruhuma
Dalıveririm bir süreliğine uzaklara
Bakınca göğün ürküten yıldızlarına
Bir yıldız kayar ömrünün orta yerinden
Aşkı her yerde ararsın Leyla misali
Bazen bir pamuk şeker, bazen kırlangıçlar
Selam verirler sana gönülden gönüle
Alırsın selamını, cevap veremezsin
Şimdi bir günah, yaşlı bir çift göz, bir kösele surat
Sen unutursun, o unutur; asla unutmaz Sırat
Küçüğüm kader kurbanı, fidanlar bir bir ezildi
Günahkârdı gün gece, nefs düşmandan da rezildi
Yine mi bir yıldız gökten kayıp gitti?
Yine hangi ateş düştüğü yeri yaktı?
Benim bahtsız küçüğüm nerede şimdi?
Fidanlar yok artık, tarih tekerrür etti
5.0
100% (6)