22
Yorum
68
Beğeni
5,0
Puan
3559
Okunma


bir toprak kokusu ki
nefti
ve feryat figan
ve hoyrat
yağmurun kasığından süzülüp
burnumun direğinde konaklayan
ah..
çocukluğumun dizlerine vuran ağrının kızıl saçları
ve kekeme mağlubiyeti annemin
nasıl kor bir kavga bu
nasıl bitmez tükenmez yanmak
ve nasıl bir mahcubiyet de gençliğimin elmacık kemikleri
göğsümde bir serçe sürüsü
göğsümde keder
sefil akşam üstlerinin yalandan gülümsediği
diz boyu sessiz
kıla atılan kırk düğüm
bilir bilmez edilen üç beş yemin
aklımın kırığı fikrime düğün
ve ölüm iki gözüm
ve ölüm..
---------
kuş göğün kalbine saplandıkça
kanadı kırılır öyküsünün
her sır kendine yük
ve her gün
bir sonrakine dün.
sırmalı saltanatında kaderin
ve kederin fahişeliğinde
saçlarını maviye boyayıp
göğe salıyorum kalbimi
ve
elinden tutuyorum kendimin
sonra
sen sağ
ben yine sana hasret...
5.0
100% (43)