Ah nasıl nasıl anlatsam
Gün olur
Tebessümüme yerleşirsin
Düşüncelerimle var olur
İçimin derinliklerinden sızar gelirsin
Gülerim bir çiçeğe bakarken
Kokusu sen
Rengi sen
Güzelliği sen

Bazense bir deniz olursun
Alabildiğine mavi
Sana olan sevgim gibi
Uçsuz..
Bucaksız...
Mavi sulara dala dala
Kaybolurum sevgimin derinliğinde

Bakarım gelip giden dalgalara
Okşar ya çakıl taşlarını hani
Süzülür kayar gider ...
Senin okşamaların
Bana yol alışların gibi
Belirirsin dudağıma
Yayılır yansır günüme huzurum

Bazen ise hırçınlaşır dalgalar
Sert çarpar kıyıya
Bil ki özlemdir O.
Hasret artmakta
Hırçın...
İsyankar...
Seferi bitsin ister o an
Acımasız olur zaman

Avutur gönül yine seninle beni
Uçan martılara takılır gözlerim
Haber salarım kendimce
Ya da o martı sen olursun
Gökyüzüm ...

Ah ! nasıl nasıl anlatsam
Günler geçerken sensiz
Buluşuruz hiç olmadık zaman da
Mesela yudumlarken kahvemi
Kahvem sen
Yudumum sen
Dudağımda kırk yılın tadı

Sen... Sen... Sen...
En yorucu zamanlarda bile yüzümü gülümseten
Okuduğum kitaplara
Yazdığım mısralara
Dinlediğim şarkılara yuva yapan
Bir başka şey seninle olmak
Ne sin ? Ne(y)sin sen
Beni başka başka dünyalara sürükleyen

Seninle buluşur içimdeki çocuk
O çocukken yaşanan
Sebepsiz mutluluk
Dolaşır eteklerimde
Gözlerim parlar
Yüzüm güler her şeye
Kafam karmakarışık
Dinlediğim masallara öykülere giderim seninle el ele
O küçük kız çocuğu gibi.
İnanarak
Masal olduğunu bile bile

Gecem olursun
Ay gibi aydınlatırsın gecemi
Yıldızlara ulaşırım seninle
Bir yıldızdan bir diğerine
Karanlığın gölgesinde
Işıldarsın içime, benliğime
Kalbim kalbine olur seyyah
Dur durak bilmeyen

Nasıl nasıl anlatsam
Sevmek böyle şaşkın böyle çok güzel işte

Öyle ...