1
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
992
Okunma

“gün doğmadan ben doğacağım”
demeden kendime son kez bize uğradım aklımın rıhtımlarında
hatırlıyorum da,
sırf gölgenle yer değiştirebilmek için güneşi sırtımda büyütmüş,
tenindeki gül bahçene çisil çisil damlayabilmek için kanatlarımda
ılık rüzgarlar biriktirip az mı yağmur ekmiştim göklere
tüm şehir,
tüm sokaklar,
tüm adresler,
tüm gitmeler sendin oysa
takvimlerden çaldığım bende
.
…
.
önce aynayla,
sonra sakalımdaki ağarmış kirle tanıştım
suya, sabuna dokundum uzun zaman sonra
çiçek oldum, limon açtım yüzümde eskittiğim terde
topladım odamdaki beni,
bendeki seni bir sandığa
heyecanla anamı aradım
şaşırdı, korktu, titredi kadın
babam,“hayırsız” dedi yine fondan
çektim odamdaki perdeyi
göz göze geldim ve “merhaba” dedim tanıştım güneşle
ilk defa kendim boyadım pabuçlarımı
açtım yüreğimin kapısını ardına kadar
tanıdığım,tanımadığım insanlara selam verdim
gülümsedim adım adım, sokak sokak herkese, her köşeye
.
…
.
gün geceye
gece gözlerime çökünce
ve “unuttum” dedikçe kendime
utandım, kızardım, nefessiz kaldım,
tanıştığım her yalanda, her talanda
kaçar olsam da bizi hatırlatan dostlardan, şarkılardan
kaçtıkça yoruldum, yoruldukça biz oldum, bize düştüm biçare
sendelerken hayat dizlerimde
içim yangın, külüm kar
düşünüyorum da,
bu bendeki kaçıncı lal
kaçıncı dal dikeni ömrüme batan
gitme, kal diyemediğim kaçıncı bahar
sus’um yaralı
düşlerim penceresiz
pencerelerim ki hep mevsimsiz
anlamak her ne kadar beni yorsa da
nefesimdeki sınır tanrı,
nefessizliğimdeki sınırsızlık sensin biliyorum…
ilhanaşıcıhaziranikibinonsekiz
5.0
100% (12)