18
Yorum
54
Beğeni
5,0
Puan
1490
Okunma

“Gerçekten de insan için en büyük tehlikenin açlık, deprem, mikroplar,
kanser olmayıp, yalnızca insanın kendisi, göz kamaştırıcı bir açıklıkla
ortaya çıkmıştır. Nedeni ortada: Ruhsal yaraları saracak, etkili bir çare yok
henüz. Oysa bu yaralar doğanın en acımasız, en büyük yıkımlarından daha
da yok edicidir! İnsanı olduğu gibi, halkları da korkutan en büyük tehlike,
psişik tehlikedir. Beliren genel güçsüzlüğün nedenleri, bilinçaltını hiç dikkate
almaksızın tek bilinçle ama yalnızca bilinçle ilgilenilmiş olmasıdır. Bunun
sonucu olarak insan için en büyük tehlike, bilinçaltı etkilerin biriktiği kitleden
kaynaklanır ve bilincin akılcı direnmelerini susturur. Her kitle örgütü, dinamit
yığınından farksız gizli bir tehlike oluşturur. Çünkü buradan, kimsenin
istemediği ve hiç kimsenin de engelleyemeyeceği etkiler yayılır! (jung,2013: 280).”
Bir şiir yazmaya çalışmak
Çirkinliğe başkaldırmaktır.
Ruhuma inşa edilmiş
Korkunç karanlığa
Yeni bir şekil vermek için
(belki biraz ışık olsa mesela)
Bir duvarın öyküsünü anlatabilirim.
Duvardaki fotoğrafı kaldırdım.
Çerçeve izi?
Duvardan daha soğuk
O izden boynuma dolanan bir ip yapıyor
Nefessiz bir yok oluşa giden
Silik içsel yolculuğum.
Bir kış günü tek bir çerçeve izi için tüm evi boyattım
Bu eskimeyen bir anı…
Fiziksel dünyanın silinebilir olması ne hoş!
Duvar orada
Görünür ve görünmez olan
Düşünsene yazının icadından bu yana
Bilincimi dolduruyorum,
dört duvara..
Bilinçaltı bir çöplük.
Schopenhauser duyuyor musun?
‘’bilinmesi olanaksız bilinç temeli’’
Bir çöplük
Yeni evin yeni duvarında hiç iz yok
Çöplüğün kokusu dayanılmaz.
‘’sosyal kabul görme’’ pahalı bir ihtiyaç.
Pürüzsüz bir duvardaki
Olmayan fotoğrafa bakarken
Bir bebek katilinin gözlerinde
Aynı filmi sürekli izliyorsun.
Hâlbuki dünya bir tablo kadar güzel olabilirdi.
Bir duvara bakarken anımsadığım…
Deniz...
5.0
100% (37)