10
Yorum
21
Beğeni
4,9
Puan
1475
Okunma

Bulutumsu varlığın teması
Aslında aykırı düşlerin da temsilcisi
Her ışıldak ve her karartı
İkilemlerin çığlığına dair
Aslını inkâr eden bir düş’e yüklenip
Sonları tehir eden
Vazgeçişler kadar da kaypak
Tüm düş temsilcileri.
Aşka hitap gücü yükleyen
Efsunlu bakışların
Caddelerde dolaşan rüzgârlardan da alacaklı
Her gidiş.
Temennim o ki;
Kayıtsız varlığından nemalandığım
Bir yansıma vuku bulur
İçimin karanlığa hücum eden
Alyuvar dolu ölümlü düşlerimin
Teselli bulduğu:
Altı üstü,
Bir düş’e talibim, sevgili.
Varlığın nasıl ki ırak
Muteber bir varlık olsam bile
Gözlerden uzak yüksünlüğümde
İri harflerle bezediğim yürek sesim
Kadar tok
Belki aldatıcı:
Yani, demeye bile mecalim yok iken
Satır arası bir dokunuşa talibim:
Göz süzüşlerinde vuku bulan
Ne çok kelime infilakı:
Az sonra öleceğimi bilsem bile
Ne gam!
Dokunuşlarında meleklerin
Yüreğin istilası altı üstü.
Zemherilerden yansıyan
Bir lanet mi nifak sokan?
Yoksa vazgeçişlerin sunduğu
O terennüm mü?
Yine yollara döktüğüm kanatlarım kadar
Yeknesak.
Şimdilerimi topladım,
Amansız sevgileri
Yana yakıla efsunladım
Yine yüreğin sihrine talip
Bin bir edayı dokuyup zemine
Sözcükleri yalarken rüzgâr
Ben, kayıtsızlıklardan uzandığım
Yolun bir dehliz olduğuna biat
Sürüklendim belli belirsiz.
Hangi gücün gücüne mi gider?
Yoksa savsaklandığım gölgelerden mi
Medet ummalıyım?
Aslıma dönük yüzüm
Yalnızlığın gölgesine düştüm düşeli
Hangi yüreğin nazarında
Bir kereliğine de olsa
Görmezden gelmemeni dilediğim
Hayli yorgun fıtratın yüz karası mıyım yoksa?
İçimde titrek ışık,
Kabir dolusu sözcükten sinen
Ölümün kokusu:
Renklerin değil bilakis
Siyahın hükümranlığında
Son bir çırpınış
En asil ölüme uzanırken bedenim,
Sıramı
Bil ki;
Kimselere vermeyeceğim.
Zamandan muaf bir varlık yine duyguların hulasasında gömdüğümüz geçmişin dirildiği satırlar...
Şiirden öte bir varlık aslında hayatın hicvinde tutsağı olduğumuz ne ise...
Ve kim isek kimin gözünde neye tekabül ettiğimizin de umurumuzda olmadığı...
Yeter ki; aslımızı ve özümüzü koruyup sadece inancın eşiğinde ve ışığında hazır ol’a duralım hem belli mi olur mutluluğun hasıl olduğu bir eksende kabul görmeyeceğimiz?
Sahip çıkmakla boşlamak arasında bir süreç:
Güne nifak sokan geceye duyduğum aşk.
Ötem beri dağınık
Aslıma sirayet etmiyorum artık:
İrili ufaklı masallardan da sıkıldım
İnat ettiğim kadar var hayatla
Tutuştuğum güreşte
Hep tuş olan
Yazmadıklarım
Belki yeltenip
Uzak durduğum…
O vakur dokunuş…
Şaibeli bir yüklem düştü payıma gece gece
Son sürat yakarış
Yine Allah katında,
Vuku bulan özlemim,
Derli toplu kelimelerle
Kurduğum ittifak:
Böyle değildim ben aslında.
Ölümüne sözlendim ben;
Kalemin sivri ucu battıkça yarama
Aşka inat
Nefreti yüklenirken zamanlı zamansız
Kimisi,
Zanlarla muktedir
Ölüme bile kapıyı gösteren
O cahil yürek:
Her defasında boyun eğdiğim
Sonla baş arasında nakış işlediğim
Hicabın da son kırıntıları.
Teamül denen yakarışıma
Sahip çıkmakla
Sevaba giren isyanlarımı biriktirdiğim
Değil mi
Koca bir yalan…
Hadi, el sıkışalım senle,
Dünya denen kinaye:
Varsın ölümüm olsun şiirden:
Şiir yerine
Su içmeyi bile lav ettiğim.
Hamdımla vakıfım düzene;
Sevip reddedildiğim kimin umurunda?
Allah katında, doyamadığım
Derleyip toparladım varlığımı:
Yok sayılsam da
En büyük günah değil mi yalan?
Hadi, okuyun üfleyin ardından şu şiirin:
En bayat kelamdan yana bile
Istırabım dinmez
Sevip sevip,
Sevmelere doyamadığım mı
Sizce yüksünlüğüm?
Aşkı şiar bildiğim bir dizeye
Serildiğim.
5.0
93% (14)
4.0
7% (1)