4
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1505
Okunma
Saat sabahın beşi
Ne yana dönsem şimdi
Koca bir sessizlik karşılıyor bedenimi
Bir ara ezan sesi duyuyorum
O sıra ruhumu ablukâya alıyor gel çağrıları
Gitmiyorum,
Yastığa dökülen bir kaç tel saçıma hesap veriyorum.
Ve bir yardım çağrısı gibi,
Uzaklara dalıyor gözlerim.
Sokakta telsis sesleri
Ezan sesine karışıyor
Bir hırsızın camiiye sığındığına tanık oluyorum
Aptalca bir şey bu
Bir karıncanın meydan okuması gibi bir şey
Sokak lambaları teker teker sönüyor
Ufukta kalan son üç beş ışık
Halâ güneşe direniyor
İmkânsız şeyler oluyor sabahları
Bunu kanıtlayabilirim,
Kapıyı çalıyorsun mesela
Sen olduğunu anlıyorum
Munzur bir kelime gibi dolaşıyorsun odamda
Ve güneşi odama davet ediyorsun pencereyi açıp.
Mavi fincanda
Mavi kahvelerimizi içiyoruz
Gökyüzüne ihtiyacımız yokmuş gibi.
Sabahları odamda kaybolurum ben
Beni saki gör sevgilim
Sana yönümü soruyorum
Mavi kahvemdeki kutup yıldızı gibi,
Bana kâdehleri gösteriyorsun.
Göz altlarım şismiş
Birazdan da marketten aldığım çokonatlarla doldurucam göz torbalarımı
İyi gelir.
Hep böyle her şeyden habersiz mi öter kuşlar sabahları?
Bana sorsalar asla konuşmazdım
Ben sabahları susma hakkımı kullanırım sevgilim
Kelimeleri annemden kalma eski bir dolaba kilitledim
İhtiyacım oldukça azar azar alıyorum dolaptan
Tutumlu olmayı öğreniyorum
Ve halâ bir dala tutunmayı beceremiyorum.
Ölüyorum
Bedenimi, küflü bir bodrum katında buluyorlar
Tam bir korku filmi gibi yani
Dedimya, imkansız şeyler oluyor sabahları
Ben hâla yaşıyorum...
5.0
100% (8)