20
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1662
Okunma
İstasyonda,
Bir oturağın üstünde
Bir gözlük unutulmuş.
Şöyle,cicili bicili bir şey,
Güneş gözlüğü olmalı.
Hemde sahibi mutlaka bir çocuk...
Sekiz on yaşlarında olmalı
Kesinlikle kız çocuğudur o,
Anladım pembesiden.
Saçları sarı mı,o minik yüzün?
Gözleri boncuk boncuk,
Çok soru soran çocukmu?..
Ne çok üzülüyordur şimdi.
Ağlayınca salya sümük,
Yenisini alırım deyince annesi,
Hırçın çığlıklar atıp
Yaşlarmı süzülüyor yanaklarına.
Kaç yerden kırılmıştır hıçkırıkları,
Yazık....
Kaç gözlük alınsa da
Tutar mı hiç onun yerini?
SEvgi
Nasılda kırılmıştır
Şimdi
Minicik yüreğinde.
En büyük derdidir onun
İstasyonda unutulmuş o gözlük...
Çocukluğumda,
Bende saatımı kaybetmiştim.
Her gece rüyalarımda bulur,
Uyanınca tekrar yitirirdim.
Nacar marka bir saattı.
Sonraki yıllarda çok saatlerim oldu ama
Hala kulaklarımda gezinir
Tik tak sesleri,hala özlerim...
Seni en iyi ben anlarım çocuk
Eğer bilseydim adresini
Hiç üşenmez,evine kadar getirirdim
Şehir alabildiğince dolu
Çok kalabalık,
Seni nasıl bulurum çocuk....
Sevgiyle okşayıp gözlüğünü
Belki hatırlarda
Gelir alırsın diye,
Olduğu yere bıraktım.
Eğer rastlamazsa senden önce
Ruhu aç bir başka çocuk
Gözlüğün seni bekliyor orda.
Ben,
Hüzünlenip şiir yazmaktan başka
Bir şey yapamadım.
Üzgünüm,
Kusura bakma çocuk.....