4
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
921
Okunma
önce sözler yazıldı yüzüne suların ve sonra bir tını mırıldandı dil uçların ki camların pusuna DÜŞen soru işretlerinin cevabı ’’artık kaybolabilirsin alt dudağından çıkan alevinde nefesimin’’ ve bazen yüreğimin odacıklarına çarpar anlatamadığımı düşündüğüm bir cümle ve işte o zamAN o bana mavi mektuplar yazar, içimden kuşlar geçer o zaman…
(...)
Mavi bir bulutun derinliğindeyim
Heybemde dağlarından ç-aldığım patika
Avuç içlerimde gelişi güzel sorgular ki
Salondan odaya ve sonra duvara dokunan
Parmak uçlarıN kadar
Yüreğimi acıttı düşlerimdeki şeytan!
Oysa/
Gözlerin
Gelincikler ekiyordu gecenin çıkmazlarına
Ki zamAN büyüyorken yüreğimin avlularında
Terk edilmiş şehirler gibi
Toprağıma sığmıyordum
Yokluğunda…
Önce harfler vardı ve sonra
Kırıp dallarını maviye boyadık
Gök/
Yüzünün ki
Boğazımızda düğümlenirken harfler
Etkisi geçmiş heyecanlar içindeyken
Biz/
Avuç içlerimizdeki izlerden
Tuttuğumuz yası silip
Kırdık muammasını kelimelerin
Tamam!
Peki…
Hangi yana dönsen yüreğim…
Yokluğunda/
Rüzgarı dayayıp şakağına
Yaprakların göçüne
Son/baharlar adıyorum
Camlara bırakılan dokunuşların
Kum fırtınalarını çağırdığı dudAKlarına ki
Derinde miydim
Yoksa teninde
Gidemiyor musun ölmek istediğinde
Ve kalamıyor musun hissetmediğin bir ten de
Ki bir düşü/şü üzerime çekip odalarca
Aynalar çarpıyor yüzüme
Yokluğunda
Noktası eksik bir harf
Dudak izini vuruyor kaburga kemiklerime
Bütün gidişler afyonlu sabahlara uyanıyor
Dağılsa saçlarında rüzgar
Beklediğin yerde kış ki
Ayaza çarpıyor bedenim
Yokluğunda…
(...)