0
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1377
Okunma
onun düşleri vardı
senin düşüşlerin
benim sensizliğim
yokluğun
derin ve eksik
sessizliğim ki
odaların
nemi yasaklayan
duvarlarında
suskunluğumun
aks ettiği yokuşlar
her adımda
nadasa bırakılan
topraklar kadar.
çatlıyor dudaklarım
su-su-yo-rum sana/
sadece sana..
eridikçe buz tutmuş
yanlarım aşka
Nazım okuyor gibiyim
derinin gözeneklerinden
ruhunun müebbetlerine
sızarken/
deniz ve kum
tuz ve su
iyot tadı var
dudaklarında
bulaşınca bana
çapraz ölüyor
fillerim..
toz kaçıyor saçıma
ahh tarifi ne mümkün
gül mevsiminden önce
açan tüm çiçeklerinki
dağılıyorum sana
dağlanıyorum..
(...)