0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
714
Okunma
mesele, senin için anlam veremediğin tarifsiz
ama yüreğinden atamadığın, bir sızıysa,
sen benim için, alnı açık, yüzü pak ve lekesiz
hokkasına mürekkebimi batırdığım asaletli bir yazım
yüreğime rüzgarlar savuran bir gönül ritmim
ve kalbimin pembe köşkünde sakladığım, alın yazgımsın.
sen, gözlerinde bir diyarın hüznünü yakaladığım
kalbimde büyüyen ateşin, en amansız mavisi
bir umuda rengarenk gönlünü açan, sarının
ateş büyülü güneşinde
can çekişen ölümlü bestenin hülyalı yıldızısın.
sen, dudaklarında tatlı bir tebessümün eridiği
bir hicran ateşini körükleyen yangınımın
ufukta güneşin bile, ağlayarak içlendiği
derdimin baharı ve gönlümün nevbahar yağmurusun.
sen, gönlümü kendine mülteci haline getiren
her akşam ölümü kokladığım gül goncam
hüznümü, gurbetinin zincirine bağlayan aşkım
ve hercai menekşenin gülşenin de inleyen efkarımsın
sen, yalnızlığımın rüzgarına eşlik eden kokunla
geceyi teheccütle deviren
çöllerin birbirine dert yanıp inlettiği
biriken ağıtlarıma gözyaşım
türkümün süvarisi
can evimde sazımsın.
sen, uykularıma beşinci mevsim
yağmurun dudağından öptüğü
cemre gibi gönlüme düşüp,
hayallerime resmi geçit yaptıran
aşkımın ıslattığı baharımın çiçeğinde tomurcuklanan
saatli bir bomba
ve efsunlu kalbimin otağında parlayan
venüs yıldızımsın.
sen hayallerime teşne
hayatıma neşe
karanlıklara bilmece
dilimde bitmeyen hece
sokağımda lambam
gülümün dikeni
şarkılarıma nota
kalbinde sabahladığım armağanım
gözyaşımın mimarı
nakışıma kördüğüm
ritmimin aynası
çilemin rüyası
gönül huzurum ve
çölde kerbelamsın.
*
yusuferdoğan