Eski yaşamlar şimdi önümde diz çöküyor,
Neyim eksik neyim fazla diyerek haykırıyorlar,
Onlara hiç bakmadım,
Yüzlerinde bile yaşınmışlıkların doğurdu bitkinlik, halsizlik
ve hatta
ölüm vardı
Sahi nasıl olurdu ölümün bir insan doğurması
yaşamla geçirdiği bir geceden sonra
İnat ve öfkeyle yaptım beşiğini
her sallanışta biraz daha fazla kibir
sonra eline bir silah vereceğim
ve süreceğim seni sahalara
yargıçların sana gösterdiği kim varsa
sağ koymayacaksın
ahali ne derse desin, onlar ne bilir
ne bilirler ki protesto etmesini
birkaç direniş afişi boyası dökülmüş sokak duvarlarında
birkaç broşür dağıtılır sokak köşelerinde
yüzleri burunlarına kadar kapalı kapşonlu gençlerce

Annen ve baban boşandı ilk geceden sonra
paylaşamıyorlar velayetini,
her gün kavga her gün şiddet,
işte bu yüzden ölümün her gece
ve de dirilişin her sabah gün doğumunda

O halde verdiğim silaha sıkı sarıl,
ve iyi savaş seni sürdüğüm sahalara,

ça