1
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1019
Okunma
sıcaklığını kaybetti tenimde güneş
aydınlığını yitirdi gözlerimde apansız
yavaştan teslim oldu karanlığa bedenim
bu ne hüzündür gece ağlatan
iki damla gözyaşım sızdı kan kırmızı
hasret saplandi yüreğime duraksız
kör kuyulardayım gecenin renginde
bu ne hüzündür ekmek gibi yavan
ağit kokuyor türküler dinliyorum eskilerden
boğuyor beni dört duvar arası
yapayalnızım üşüyorum doğaya aykırı
bu ne hüzündür bu ne tufan
iki avucumun arasında eriyen umut
hayal etmek güzel gerçekse somut
gelde karabasan içinde bir dilek tut
bu ne hüzündür telefondur çalan
Uğur Küçük