0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1633
Okunma
Yalçın Benlican’ı İzmir’de haftada bir kez düzenlediği ‘’Şiir Yolcuları’’ etkinliğinde tanıma fırsatı buldum. O ilk katıldığım etkinliğinde, o ilk şiirimi okuduğum günden bu güne sohbetlerimiz artarak devam etti ve sıkı bir dostluğa dönüştü zamanla. O kadar şiiri bestelenmiş ve ünlü sanatçılar tarafından okunmuş, tanınan biri olmasına rağmen, mütevaziliğinden hiçbir şey kaybetmemesi beni en çok etkileyen yanı diyebilirim. Rahmetli Avni Anıl hocayla tanıştıktan sonra şiirleri notayla buluşan Yalçın Benlican’ın, o günden bugüne kadar 1200 şiiri 208 besteci tarafından bestelenmiş ve bu eserlerden 228’i TRT repertuarına kabul edilmiştir. ‘’Oldu mu ya’’ isimli şarkısı 1995 yılının en iyi şarkısı seçilmiştir. ‘’Söyle bana yağmur gözlüm, Üzüldüğün şeye bak, Tek kurşun, Yak ne varsa benden kalan, Ben unutsam şarkılar unutmaz’’ değerli eserleri arasından sadece bazıları. Evinde yine sohbet ederken, parmağında ki yüzüğü çıkartıp bana vermesiyle, sunduğu onur ve mutluluğun yanı sıra omuzuma farklı bir şeylerde yüklediğini fark etmiştim o gün.
‘’Yalçın Benlican’a’’ şiirimi ‘’Şiir Yolcuları’’ etkinliğinde, doğum gününe rast gelen bir günde, sürpriz yaparak okuyup kendisine hediye etmiştim. Bir süre sonra evine gittiğimde, şiirimin duvarda asılı görmem de benim için sürpriz olmuştu. İnsanın anımsadığı zaman gülümseye bileceği, hayatına değer katan anılar biriktirmesi çok hoş. Her şey geçip gidiyor, zaman akıyor ve elimizde sadece bu anılar kalıyor. Yürüdüğü yolda iz bırakanlara, güzel yüreklerle birlikte çoğalanlara ne mutlu.
’Aşk rüyadır çok zaman
Olduğu gibi bırak’’ desen de
Sendin aslında olduğu gibi bırakmayan
Ve hatta sana ait olmayan
Rüyaları bile
Sendin geceler boyu
Satır satır yorumlayan
İlmek ilmek dokuyan
Ve onları ölümsüz kılan.
Ardınca bakarken
Su gibi akıp giden yıllara
Hayatın kendisi de bir rüyaydı
Sen de biliyordun aslında
Ve aşk ise;
Çölde kızgın kumlar üzerinde
Yalınayak yürürken
Özünü arayan
Suya hasret
Nice gönüllerin gördüğü vaha
Rüya içinde rüya.
Sendin;
Geceler boyu
Kazma, kürek, kan ter içinde
O vahalara
Söz kuyuları kazan
Herkes kendi yüreğini taksın
Yüreğinin yettiği kadarını alsın diye
Çıkrığın ipinin ucunda ki kancayı
Boş koyan
Faruk Nafiz’in şiirinden çıkıp gelmiş
Maraşlı Şeyh oğlu Satılmış’tın adeta
Anasız, babasız, yarsız tek başına
Bir garip kahraman
Hangi yoldan gidersek gidelim
Bir şiircik soluklanmak için durduğumuz
Han odalarının duvarlarında
İzi bulunan
Ve gecenin karanlığında
Sayfalara dökülen satırlarımıza
Işık olan
İnan ki;
Her daim,
Çıkrığının ucunda takılı kalacak
Acemi aşık yüreğim
Dermana talip olmadan
Bir kuş gibi heyecanla çırpınarak.
Söylediğin sözlerle batınımda
Verdiğim yüzükle zahirimde
Ve imgelerimle satırlarımda
Hep izin olacak bu canda
Birgün bitse de bizim yolculuğumuz
ŞİİR YOLCULARI bitmeyecek asla
Yolcusuz kalmayacak bu yollar
Şu gökkubbede söylenmemiş
Bir çift söz arayan
Nice yürekli yiğitler yürüyecek bu yoldan
Kim bilir?
Belki de;
Birileri çıkacak aralarından
Öykülerimizi, anılarımızı anlatan
Yazdığı şiirlerde
İsimlerimizi yanyana koyan
Ve bizi ölümsüz kılacak olan
İyi ki varsın
İyi ki geçtin hayat denen bu yoldan
İyi ki dostumsun
Yalçın Benlican...