0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1563
Okunma
hayat,
bazen tasvirsiz bir ötenazi olur içimizde
ne yutkunabiliriz
ne de öksürebiliriz
bazen de
ipsiz bir balonda
dipsizleşir kederimiz
gölgelerimizden başlarız tırmanmaya
ve
gökkuşağı avcısı olur renksizliğimiz
ruhum,
ormanından sürgün kozalak
iğnesi battıkça yabanında yeşilin
acı,
su,
kıvılcım,
ve tutku isterikliğime nefes olup
soluğumda düğümlenir ısırgan tenin
narlaştıkça k/özümdeki ateş
yangınına hüküm giyer kaderim
canımın her seni çekişinde
içim
içime çekilir bilirsin
bu sebeptendir
kırışmış bir aynaya ihtiyarlaşıp ağlamam
ki
duruluğunda yüzdürülen suydum oysa gün be gün
g/izine adresli kangren kurşunu oldum şimdi yarınlarımın
seni bilmem ama
en çok ıssız dilini sevmiştim dünümün
kum tanelerinden sakındığım kuytularında
sırf aynı ecele gömüleceğimiz ülkeler yarat diye
sana gökyüzünden
fersah,
fersah
denizler indirmiştim oysa
şimdi,
boğulmuş yakamozlar vadisi ellerim
ve
otopsisi tamamlanmamış sürreal bir resimde kadavrasal maviyim…
ilhanaşıcıocakikibinonsekiz
5.0
100% (7)