Özlüyon mu diye soruyorsun ya
Seni öylesine özlüyorum ki.
Beynini boş yere yoruyorsun ya
Seni öylesine özlüyorum ki.

Şarkıyla, türküyle, kemanla, sazla
Benzinle, mazotla ve doğal gazla
Her şeyden, herkesten çok daha fazla
Seni öylesine özlüyorum ki.

Ne tren özlerim ne de rayları,
İçerim habire bitki çayları,
Kırılır ruhumun deprem fayları
Seni öylesine özlüyorum ki

Amasya, Zonguldak, Cide bir yana
Antalya, Manavgat, Side bir yana
Konya’da o etli pide bir yana
Seni öylesine özlüyorum ki.

Bilseydim erkenden yola düşerdim
Bekleye bekleye inan yeşerdim
Hamile gibi hep sana aşerdim
Seni öylesine özlüyorum ki.

Gönlümde bin tane gamdan daha çok
Çatısı hep akan damdan daha çok
Maaşa gelecek zamdan daha çok
Seni öylesine özlüyorum ki.

Leyla’yı, Hale’yi, Didem’i değil
Vallahi Gamze’yi, Sinem’i değil
Ve hatta rahmetli ninemi değil
Seni öylesine özlüyorum ki.

Damlarda dolaşan bir kedi gibi
Bu özlem üç perde komedi gibi
Her akşam saatler tam yedi gibi
Seni öylesine özlüyorum ki.

Önüme konacak aştan da fazla
Pirincin içinde taştan da fazla
Sümme hâşa Beşiktaş’tan da fazla
Seni öylesine özlüyorum ki.

Sami der, ne deyim canın sağ olsun
Yediğin içtiğin löp löp yağ olsun
Hasretin içimde varsın dağ olsun
Seni öylesine özlüyorum ki.