Şarkıdaki gibi, dur gitme diyemedim ben sana
Aslında daha yeni başlayacaktık
Hele sen şu Hamzakoy manzarasında bir otur
Kulaklarını aç ve dinlemeye başla be can
Ama önce şu akşam kızıllığında kanı tavşan şarabımdam
Ve içi aşk dolu şu kadehten bir yudum al
Zira gönlümdekiler birikti be can
Ve yudumladığın bir bardak şarabla biter sanma
Bilesin sabaha daha çok var, sen bir bardak şaraba kanma...
Aşk, Alaeddin mahallesinde komşunun bahçesinden
Gülleri dikeniyle avuçlamaya benzermiş,
Yüreğin gibi ellerinde kan içinde kalınca bunu anlarsın
Ama, gönlüne soramadığın hesabı
Gülün dikeninden de soramazsınki,
işte o zaman ölüm bedene girmekte
Gönül bir öğrenci tahtası değil be gülüm
Çaresizlik yaşanıyorsa yürekte
Ben dokunamam ki, kırılıp incilmeyesin diye..
Şiirler yazdım ben , mısralarında seni gizledim
Yasak aşktın ya sarilamazdim sana
Keşke, bahçende sardunya yerine
Sarmaşık olsaydı da ben dolanaydım beline..
Aşkın rengi varmıdır ki, bilemedim
Ama ben sarisinda karar kıldımda sarılamadım işte
Offf can yaaa, Gelibolu’nun kasfeti bastımı adama
Anlatamazsın akşamın karanlığını Hamzakoy’un delisine
Hem sen bilmezsin ki,
Hamzakoy’un delidir batımı güne.
Offf ya yine beceremedik desene
Islanamadık aşkın yağmur denizinde
senle beni sığdıramadık ya şiirlere
Sigaramın dumanında da yoksunya
Kalamam artık buralarda, sigaramıda attım
Rüyalarımda da yoksun ya
Ben de fenerin üstünde hayallerimi ve şiirlerimi sana bıraktım...
Doğan ZELOVA - 24 / 12 /2017