27
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
2679
Okunma

Ben arlı, namuslu, şansız bir dulum
Hiç şanlı şöhretli, koca mı gördüm
Kapıdan çıkmadan, şaşırdım yolum
Faldan para basan, hoca mı gördüm
Daha yaşım on dört, yetmişlik koca
Horuldayıp uyur, hiç geçmez gece
Geçincemem onla, on yıl sadece
Çevremde yiğitler, tece mi gördüm
İkinci kocayla, üç yıl geçindim
İri yarmalardan, her an kaçındım
Çarşaftan çıkarak, biraz açındım
Zevk ile geçen bir, gece mi gördüm
Üç tane Mustafa, dört tane Mehmet
Ali’lere Allah, versin selamet
Fena sayılmazdı, Dursun’la, Ahmet
Sanki operada, locamı gördüm
Süleyman, Murtaza, gelip geçtiler
Rıza ile Şaban, korkup kaçtılar
Recep ile Cuma, savaş açtılar
Zengin Hint asıllı, raca mı gördüm
Selami kıllıydı, Hüseyin köse
Hayrandım her zaman, Murat’ta sese
Üzüldüm Ömer’e, gerek yok yasa
İsmail’den başka, cüce mi gördüm
Durmuş iyiydi ya, araba çarptı
Müslüm’ün kızınca, eylemi darptı
Temel de laz idi, yolumuz sarptı
Saray da, yalı da, sece mi gördüm
Kötüydü Şinasi, yemeği yerken
Eriyordu Rüstem, beni severken
Hani çağırırken, A-bu-zer derken
Ben de üçten fazla, hece mi gördüm
Lüzumsuz diyor ki, dulluk zor imiş
Hain, hayırsıza, kulluk zor imiş
Yurt dışından Petro, haber göndermiş
Başkaca bir tüten, baca mı gördüm
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
ETEK YAZILARI
TECE : Çeşit, türlü, farklı özellikte
SECE : Dolap yerleri
5.0
100% (25)