nasılsın! diyenler olacak sana
iyiyim.. de
belli etme




sana benzeyen yüzlerle yüz göz olup
yüz bulmak adına kaybettiğim aşktan




gökten düşmeye meyilli menşeisi belirsiz her elmadan
birer ısırık aldım




son kullanma tarihi geçmemiş bir yeminin
bozduran umuduydu
inandığım


delilik işte


birine inanınca
o da inanıyor sana




sonra tapınak inşaa ediliyor kendiliğinden
kürsüye çıkan her söz sonrası
biat ediliyor sevgiliye
sonrası taht
sonrası papatyadan taç giyme şöleni
sonrası bilindik ritüel




pişmanım diye başlayan yalandan bir söz kurmam elbette
ve elbette pişman etmedim kalbini avucuma verene




sayende,
kaybettiğim zamanlarda kaçırdığım her trenin yataklı vagonunda okunmayan adımı alıp
nefesimle telafi ettim
kısa yol boylarının
çam korusu çalılık ardı
saklı bahçelerinde




ama hiç biri
sana benzemeyen bir yüzün
hüzn akan bakışlarına bahar olmak kadar sahici değildi




şimdi köşeyi döndüren, bana aşk
sana, çıkmaz olacak o sokağın sonundaki tabelaya not iliştiriyorum sevgili
yolun düşerse oku




anadilde bakan gözlerinle
çince sınava tabi tuttuğun talebeydim ben..hatırla




kalbinde iki yıl üst üste
hazırlık okumaktan canı çıkmış


ve hiçbir eylüle davet edilmemiş taliplindim ben..


nasılsın! diyenler olacak nasılsa
mutlaka

ana dilde bakma onlara

ama çince işkence yapabilirsin
hazırlık sınıfında