0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1224
Okunma
tugayın hayalet kapısından hırçın bir büyük l çiziyor
termal düşünceler kesik kesik göz çukurlarında
ve onun sağrısı çizik
urgan ve kenevir boğumlu ilmek yelelerini kıstırmış
yağmur sicim ve soğuk
’’ela! ela!’’ diyor
eskilerden sanki bir ünleme
’’ela. moxti...’’
o güzel hayvan dönüp bakmıyor
nedendir seviyor beni
eşiniyor
yemekhanenin çöplüğündeki ekmek ölüleri acaba
diyorum yetiyor mu onlara
kışın esrik buğusunda sokuluyorlar biri birine
uykuya alacalı bir düş vururken
şöyle yoruyorum şerre:
o güzel insanlar bindiler o atlara
akibetleri belirsiz
rotaları cehenneme kadar gidiyor
atlar? onlar yılgın. yılkı.
etime giren o eski metal gibi sızısı sakin hummanın.
içimdeki şaha koca bir l çiziyor.
5.0
100% (6)