2
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
929
Okunma

Fırtınalı bir gecenin ardından
Falcı kadının cebindeki
Bir baklası tanesi gibi
Çıkarıp yüreğimden seni
Denize attığım yere geldim,
Hep denizde kopacak değil ya
Bu kez içimde koptu fırtına
Ruhundan ayrılıp bedenin
Bir beyaz güvercin saflığında
Oturdu önüme gelip...
Üç kişi daha vardı tanık
Senden başkasını
Görmek istemiyordu gözüm;
Ağladım sevgili
Ağladım, ağladım bağrıyanık,
Kimse geçemezdi önüne
Özlem dolu yaşların,
Hayâl ile gerçek yer değişti
Senin ile beklenmedik
Tarihi bir buluşma gerçekleşti!
Bir beyaz gülgüvercin
Ceylan gibi süzüldün karşımda
Bir kez daha kabarıp
Dalga dalga boşandı
Gözlerimden özlemin
Köpüklü kıyılarda Akdeniz...
Çalkalandım sularla haşır neşir
Yankılandım şarkılarla
Bazı derin acıların ağısı
Ancak gözyaşlarıyla çıkar
Utanmadım,
Sıkılmadım el var diye
Sana sevgimi haykırdım
Dipten gelen hıçkırıklarla;
Aşk bu sevgili
Çarpa çarpa sularla
Kayaları dağları yıkar
İmkânsızlık karşısında çaresizlik
Yenilgiyi kabul etmek acz değil
Aşk karşısında devler de yenilir
Yanar, kül olur beden
Yâr gözüne baka
Bir yıkılır yapılır kainat
Kayan yıldızlarca aka aka
Savrulur tin gökyüzünde yedi kat
Yâr yüzünden yeryüzüne yedi iklim
Yedi dağın çiçeği gibi serilir...
-II-
Bu bir sevda masalı,
Kafdağının ardı değil
Antalya burası,
Karayolları
Atatürk Parkı,
21 Kasım 2017
Günlerden Salı
Öğleden sonra
Saat 15.30 suları
Ayağında blucin
Bir beyaz gülgüvercin
Uçup geldi
Sevimli hali
Gülümseyen
Esin perisi
Barış yüzüyle uysal
Kıpır kıpır gözleriyle
Oturdu karşıma
Yer değişti
Hâyâl ile gerçek
Bakalım daha başıma
Neler gelip
Neler geçip gidecek?
Bu yüksek yalıyarlarda
Başka şey gelmez akla
Yalnızca yıllar önce
Kasvetin doruğunda,
İntiharın
Eşiğinde iken ben,
Kaleiçi’nden
Falcı Roman kadın
Fatma hanımın,
Fatma Ana’nın eliyle
Atıp baktığı bakla falı
Ve beni yeniden
Yaşama döndüren,
Deniz’e attığım
Bakla tanesi gelir akla,
Atıldığı yerde
"Bir Çingene Çaldı Seni"
Şarkısıyla
Sana özgü dillenir
Dalga dalga Akdeniz
Fırtınalı havalarda
Sesinde sirenlerin
Çığlık çığlığa
Yüreğimden kopan
Gül şarkıları çalınıp söylenir...
Her akşam gün batar
Gül suya rengini katar
Tan kızılı ufuklarda
Kanayan derin acıyla
Rüzgâr gökte bulut bulut
Hiĺâlinde ay,
Kaşında yay
Pamuk ellerin hallacıyla
Saçların köpük köpük
Uzayıp giden kıyılarda
Gittiğin gün gibi
Dalga dalga savurup
Darmadağın edip atar beni
Ay Güzeli Sevda Seli...
Yıllar geçse de aradan
Kanıyorum yaradan
Bu cihanda
Eremedik murada
Bir başka cihanda
Nasip eylesin seni
Aşk ile bana Yaratan!..
Şaban AKTAŞ
21.11.2017
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
KUŞLAR
Sabahları yarım sıkım susam
Yetiyor kahvaltılık onlara,
Ben de yiyeceğim
Taze sıcak simit bulsam;
Ağzının tadını
Biliyor keratalar
Alıştılar artık iyice
Ayrılmıyorlar balkondan,
Balkonda doğdular,
Palazlandılar yuvada
Uçup gittilerdi
Ana baba ocağından,
Acıkınca sürekli dönüp geri
Gelmesi kuşların belki ondan?!
Şaban AKTAŞ
22.11.2017
ANNEM
Zaman geçtikçe üstünden
Derinleşiyor ayrılık hüzünle
Fakat annem, sımsıcaksın hep
Yemek yapan ellerin
Gülümseyen sevgi dolu yüzünle...
Mekanı cennettir tüm annelerin...
Şaban AKTAŞ
23.11.2917
EYLÜL’DEKİ VEBA
Çiçeği burnunda bir öğretmendim ben
Aldılar bir gece yarısı evimden
Kucağımda bebe ile birlikte,
Attılar pis bir nezarethaneye
Gözlerimi önce bağladılar
Çullandılar üstüme,
Biri göğsüme düz bir tahta koydu
Sonra geldi bir ayı üstüne oturdu
Biri kablo bağladı elime ayağıma
Hem elektrikli işkence
Hem falakayla dayak
Bağırıyordum çaresiz yanarak
’Kahrolsun Faşizm!’ dedikçe ben
Daha fazla yüklendiler
Örgüt üst düzey sorumlusu sanarak!
Çiçeği burnunda bir öğretmendim ben
Mikrodalga fırında yediler beni
Yandı yandı söndü hayâllerim
Attılar beni bir zindana,
Yirmi Beş ay Dört gün çürüttüler
Eylül’ü vurdular Oniki’sin’den
Kapalı kapılar ardında ne işkenceler
Ne yapraklar döküldü
Saman altından ne sular yürüttüler?!
Çiçeği burnunda bir öğretmendim ben
Son karar Askeri Yargıtay’dan;
Suçsuz bulundum aklandım,
Çok değerliymişim ki
Gözden uzak tuttular
Zindanlarda saklandım(!)
Diplomam duvarda asılı
Elimden alınmış mesleğim
Rüşvet çuvalıyla
Ayakkabı kutularında basılı
Uçup giden yıllarım heba
Baskı, zulüm, işkence,
O eski salgın bulaşıcı hastalık
Sürüyor hâlâ Eylül’deki veba!
Çiçeği burnunda bir öğretmendim ben
Düşlerim hâlâ tan kızılı
Parmaklarım, elim ayağım yanıyor
Ümitlerim donuyor, ciğerlerim sızılı...
Şaban AKTAŞ
24.11.2017 - 09.33
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
Şaban Aktaş
22 Kasım, 15:14 ·
GERİSİ MASAL!..
Çiçeğe dal oldum
Arıya bal
Kendimce mutluyum
Diyorum ki
El ne olursa olsun
Böylece kal!
Daha çok sev yaşamı
İyiden güzellikten
Erdemden yana söz et!
Hazırlan uzun yolculuğa
Bir sabah erkenden
Karşımdan gel
Çocukça gülümse;
Yüreğinde neşe sevinç
Tüm sıcaklığıyla kâlbinin
Dostça bana göz et!
Hep yanımda kal
Aşk ile bak
Yakabildiğin kadar
Yak beni, yine yak!
Gez dolaş yorul
Om’zuma yaslan
Uyu düşlerine dal
Allan güllen
Dallanıp budaklan
Derinlere kök sal
Yüreğimde saklan!
Al gönlümü, ver gülünü
Ergen ruhlar gül ile büyür
Beni güneşine al
Külümü bana bırak!
Çiçeksen çiçek
Çocuksan çocuk kal,
Ölümü boş ver,
Güzel şarkılar çal
’As’lolan hayattır’
Gerisi masal!..
Şaban AKTAŞ
22.11.2016
() Nazım Hikmet RAN
ADIM YOK
Ay bakmışsın Bir
Bir de bakmışsın Otuz
Bir daha bakmışsın
Ay batmış, gün batmış
Her iş bitmiş; yokuz!
Şaban AKTAŞ
22.11.2016
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
ÖZÜR
Yüreğin ile seslen
Önce kendine söz geçir
Taşırdıysan ocakta sütü
Yaktıysan tavada ekmeği
Yanlış yaptıysan
Özür dile Tanrıdan
Kimse mükemmel değil!
Süt veren ineği
Buğdayı yetiştiren
Un edip yoğuran
Fırına sürüp pişiren
Yaşamı doğuran
Emeği kutsa;
insan sayılmazsın yoksa!
Kıtır kıtır
Yaprak yiyen tırtıldan
Uçan kelebeği gör
Ömrün kadar
Üç günlük dünya
Kiralık kocaman bir ev
Evini koru, yaşamı sev!
Şaban AKTAŞ
22.11.2016
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
EHİL
Her işi eh’line yaptıracaksın
Yaptırmadan önce
Usta mı değil mi
Var mı ehliyeti diploması
İyice araştıracaksın!
Ehiyetsiz kişi sakar mı sakar
Elinden kaza üstüne kaza
Eza üstüne eza
Ceza üstüne ceza çıkar mı çıkar
Ceremeyi millet kendi çeker?!
Toplumbilim de böyle
Yöneticilik siyaset
Diplomatik deneyim
Bilgi, görgü, beceri ister
Yoksa başa gelir olmaz işler!
Bak şu çaylak politikacılara
Yıllardır analara bacılara
Neler çektirmedi sapıklar
Irzına geçtiler çocukların
Dayanılır mı bu acılara?!?
Evet usta, konuş bakalım
Sen ne dersin bu hususta
Elin uzun boyun uzun
Var mı ehliyetin; diploma ner’de
Cahil kafa çare değil derde!
Şaban AKTAŞ
21.11.2016
G.D.O.
Adına besin diyoruz
İnsanlar yesin diyoruz,
Yerler ise gepegenç
Yemezler ise daha geç
Ölmesi kesin diyoruz!..
G.D.O. lu yem yiyen
Antibiyotikle iğnelenip
Onyedi günde büyüyen piliçler
Kırkbeş günde tümörlenip
Şişerek ölüyor kendiliğinden!...
Karada kum denizde balık
Dünya nüfusu çok kalabalık
İki arada bir derede
Tavuk balık, tavuk balık
Yedikçe ölüyoruz alık alık!..
Şaban AKTAŞ
21.11.2016
TIRNAK BÜYÜME HIZI
Tırnak büyüme hızıyla dönen internet;
Seninle hastalanıyor zaten bu millet
Ya hastaneden nasıl randevu alacak;
Yeter, yeter çektirdiğiniz işkence eziyet!..
Şaban AKTAŞ
22.11.2016