4
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1199
Okunma

Mezar gibi soğuk, duvarları rutubet kokan
Ve attığım her adımında ahşap sesi gıcırdayan bu hüzünlü evde
Yalnızlığım ve bir de ben yaşıyorum
Sevinç yüklü gözlerinin tuzlu yaşlarını özlüyorum
Denizin üstüne inci işlenmiş mavi bir atlas gibiler sanki
Vücut denilen bu toprak olacak yıkıntı
Yüreğimde acılar, cebimde gözyaşları
Yaşamla, ölümün uçurumları arasında
Ve yaralı bir kuş gibi çırpınarak
ayağa kalkmaya çalışan masumca arzular
Çalınan bir rüyaydı benimkisi
Deniz yükselip dalgalar yükselince
Neşeleri gelirdi çakılların
Duyardım uzaklardan
Ve hafif bir rüzgar nefesidir zaman
Üzerinde hüzün saçan ayın ışığından başka bir renk olmayan
Ve elbette hiçbir zaman, hiçbirşeye yetmeyen zaman...
5.0
100% (4)